Potifar'ın Karısı

"Örümcek Adam" filmindeki en iyi alıntılardan biri, Ben Amca'nın Peter Parker'a verdiği tavsiyeydi: "Büyük güçle birlikte büyük sorumluluk gelir".

Bu tavsiye hepimiz için geçerlidir. Mutfakta, çocuk yetiştirmede, eşimize yardımcı olmada veya iş yerinde, bize kendi "süper güçlerimiz" verildi. Bir etki yaratmak için yaratıldık. Soru şu: Bu etkiyi nasıl kullanıyoruz?

Bu, Avigayil ve Ester de dahil olmak üzere Eski Antlaşma'daki çeşitli kadınlarda ortak bir temadır. Ancak bu hikâye farklı bir bakış açısı sunuyor.

Kutsal Kitap'ta sahip olduğu gücü olumsuz yönde kullanan bir kadın vardı. Üzücü bir hikâye, ancak ondan birkaç ders çıkarabiliriz. O kadın Mısır'da muhafız birliği komutanı olan Potifar'ın karısıydı. Harika bir rol, sizce de öyle değil mi? Zenginliğe, mülke, stile ve statüye erişimi vardı. Fakat tek bir şeye erişimi yoktu: Evinin denetimini yapan, iyi yapılı ve yakışıklı bir adam olan Yusuf'a. Potifar her şeyi Yusuf'a emanet etti ve karısı bunu biliyordu.

Sahip olamayacağı tek şeyi istiyordu. Kutsal Kitap, Potifar'ın karısının "her gün" Yusuf'un peşinden koştuğunu söyler. Yusuf her gün onu reddetti. Kadının statüsünden veya konumundan korkmuyordu. Ahlaki zeminini korudu.

Sonunda Potifar'ın karısı Yusuf hakkında yalan söyleyip onu kendisine saldırmakla suçlar. Bu iddia yüzünden Yusuf zindana atılır. Daha sonra öğrendiğimiz gibi, Yusuf serbest bırakıldıktan sonra statü sahibi bir konuma geldi ve Tanrı onu İsrail'i korkunç bir kıtlıktan kurtarmak için kullandı. Potifar'ın karısı, Yusuf hapse atıldığında zafer kazandığını hissetmiş olabilir, ama sonunda zaferi kazanan Yusuf oldu.

Potifar'ın karısı, etkili bir kadın olarak sahip olduğu sorumluluğun farkına varsaydı ne büyük şeyler başarabilirdi! Siz bugün etkinizi nasıl kullanıyorsunuz? Bir an durun ve sözlerinizi, tutumunuzu ve eylemlerinizi inceleyin. Tanrı'dan konumunuzu ve etkinizi çevrenizdeki insanlar üzerinde olumlu bir etki yaratmak için kullanıp kullanmadığınızı size göstermesini isteyin.

~Betsy