İsa Kimdir?Örnek

Ekmek ve Balık

Hiç “Mısır Prensi?”

Dürüst olacağım; o Alaaddin değil.

Aslan Kral bile daha iyi bir filmdi.

Fakat Alaaddin veya Aslan Kral'ın aksine, Mısır Prensi genel olarak Kutsal Kitap'ta bulunan gerçek bir hikayeye, yani Çıkış hikayesine dayanıyordu.

Eski Antlaşma'nın Mısır'dan Çıkış kitabında Tanrı, halkını Mısır'daki kölelikten kurtarmak için Musa'yı kullanır. Sonra İsrailoğulları kendilerini çölde yorgun, kirli ve aç dolaşırken bulurlar. Yiyecek kıtlığından şikayet ederler, bu yüzden Tanrı gökten “mana” gönderir, bu İbrani dilinde “Bu nedir?” anlamına gelir.

Bu anlatının tamamı İncil'deki öykünün büyük bir bölümünü oluşturur.

Ancak şu soruyu sorabilirsiniz: "Mısır'dan Çıkış'ın az önce İnciller'de okuduğumuz hikayeyle ne alakası var?"

Cevap ekmekte saklı.

Yuhanna 6'da insanlar kendilerini çölde yiyeceksiz bulurlar. İsa dua ederken göğe bakar ve yiyecek mucizevi bir şekilde aşağıya iner.

Bu size biraz tanıdık geliyor mu?

Bir kez daha, çölde Tanrı'nın halkına mucizevi bir şekilde ekmek sağlanıyor.

Peki bu bize, Tanrı'nın tarihte gelişen planı bağlamında İsa'nın kimliği hakkında ne söylüyor?

Musa, ileride gelecek olan, kendisinden daha büyük, harika bir önder ve Tanrı'nın temsilcisi olan bir peygamber hakkında yazmıştı. İsa bu vaadi yerine getiriyor ve daha da büyük bir kurtuluş sağlıyor. İsa, Tanrı'nın halkını günaha kölelikten kurtarmak için yeni bir Çıkış'a öncülük eden yeni bir Musa gibi olacak. Tanrı'nın vaat ettiği Kurtarıcı olarak, halkını nihai Vaat Edilmiş Topraklar'a, yani Tanrı'nın yeni göğüne ve yeni yeryüzüne götürecek ve halkının o güne kadar ayakta kalması için ruhsal besin sağlayacak!

Az önce okuduğumuz hikaye aynı zamanda, Tanrı'nın bizim gibi insanları kendi planının parçası olmaya davet ettiğinin bir örneğini de veriyor.

Bu isimsiz çocuk yemeğini kendine saklayabilirdi. Yemeğini kendisi için muhafaza edebilirdi ama Tanrı’nın mucizesini kaçırmış olacaktı. Bunun yerine eli açık davrandı ve cömertti, bu da onun kendisinden daha büyük bir şeyin parçası olmasını sağladı!

Yüreğiniz ve elleriniz O'na ve diğer insanlara kapalı olduğu için Tanrı'nın dünyada neler yaptığını kaçırmayın. Bir mucizeyi önemsiz bir yemekle ya da anlık güvenceyi Tanrı'nın egemenliğinde uzun vadeli bir etkiyle değiştirmeyin.

Bunun yerine kendinize şu soruyu sorun: Elinizde ne var? Tanrı size hangi yetenekleri, armağanları, becerileri ve kaynakları verdi? Çok görünmeyebilir ama Tanrımız'ın bir mucize yapması için fazla bir şey gerekmiyor; yalnızca beş somun ekmek ve iki balığa ihtiyacı var.

Başka bir deyişle, yalnızca elinizde olana ihtiyacı var.