Son bela: İlk doğan ölüyorlar

Rab Musa’nın aracılığıyla firavuna (Mısırlıların kralına) kendisi Allah olduğunu gösterdi. Firavunun inatçılığı yüzünden Mısırlılar çok bela gördüler. Birinci bela sular kana döndü. Son bela Mısırlıların bütün ilk doğan çocukları öldürüldü. En sonunda çocukların ölümünden sonra firavun İsraillileri salıverdi.

İsraillilerin çocukları ölümden kurtulmaları için Rab onlara kurban kanı kapılarına sürmelerini buyurdu. O gece herkes evlerinde kalmaları lazımdı. Hiç kimse evden dışarı çıkmamalıydı. Rab kapıdaki kanı gördü anda o evin üzerinden geçecekti. Kurban kanı o evin içinde olanları kurtaracaktı.

O korkunç gecede kralın ilk çocuğundan hapisteki ilk çocuğuna kadar Mısırlı olan bütün insanların ve hayvanların ilk doğanları öldürüldü. Büyük ağlayış koptu. Çünkü Mısırlıların evinde ölüsü olmayan yoktu.

Firavun Musa’yı çağırtıp İsraillileri memleketinden çıkmalarına izin verdi.

Bütün bu meseleden iki önemli ders öğreniyoruz. Birinci ders: Firavun gibi Allah’ın sözünü aldırmazsak hem kendimizi hem sevdiğimiz ve bize kıymetli olan kişileri tehlikeye sokmuş oluruz.

İkinci ders: İsraillileri koruyan kurban kanı bize çok seneler sonra çarmıhtaki olan kurbanı gösteren bir resim oluyor. Allah’ın sözünü dinleyip İsrailliler lazımdı kurban kanını kapılarına sürsünler. Allah’a güvenip kurban kanıyla kaplayarak hanelerini kurtardılar. Kurban kanı olmadan İsrailliler ölümden kurtulmaları imkânsızdı. Bizim kurbanımız İsa’dır. Biz de İsa’nın kanına güvenmeden sonsuz ölümden kurtulamıyoruz.