SÜLEYMAN'IN ÖZDEYİŞLERİ 1:1-33
SÜLEYMAN'IN ÖZDEYİŞLERİ 1:1-33 Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001, 2008 (TCL02)
Davut oğlu İsrail Kralı Süleyman'ın özdeyişleri: Bu özdeyişler, bilgeliğe ve terbiyeye ulaşmak, Akıllıca sözleri anlamak, Başarıya götüren terbiyeyi edinip Doğru, haklı ve adil olanı yapmak, Saf kişiyi ihtiyatlı, Genç adamı bilgili ve sağgörülü kılmak içindir. Özdeyişlerle benzetmeleri, Bilgelerin sözleriyle bilmecelerini anlamak için Bilge kişi dinlesin ve kavrayışını artırsın, Akıllı kişi yaşam hüneri kazansın. RAB korkusudur bilginin temeli. Ahmaklarsa bilgeliği ve terbiyeyi küçümser. Oğlum, babanın uyarılarına kulak ver, Annenin öğrettiklerinden ayrılma. Çünkü bunlar başın için sevimli bir çelenk, Boynun için gerdanlık olacaktır. Oğlum, seni ayartmaya çalışan günahkârlara teslim olma. Şöyle diyebilirler: “Bizimle gel, Adam öldürmek için pusuya yatalım, Zevk uğruna masum kişileri tuzağa düşürelim. Onları ölüler diyarı gibi diri diri, Ölüm çukuruna inenler gibi Bütünüyle yutalım. Bir sürü değerli mal ele geçirir, Evlerimizi ganimetle doldururuz. Gel, sen de bize katıl, Tek bir kesemiz olacak.” Oğlum, böyleleriyle gitme, Onların tuttuğu yoldan uzak dur. Çünkü ayakları kötülüğe koşar, Çekinmeden kan dökerler. Kuşların gözü önünde ağ sermek boşunadır. Başkasına pusu kuran kendi kurduğu pusuya düşer. Yalnız kendi canıdır tuzağa düşürdüğü. Haksız kazanca düşkün olanların sonu böyledir. Bu düşkünlük onları canlarından eder. Bilgelik dışarıda yüksek sesle haykırıyor, Meydanlarda sesleniyor. Kalabalık sokak başlarında bağırıyor, Kentin giriş kapılarında sözlerini duyuruyor: “Ey budalalar, budalalığı ne zamana dek seveceksiniz? Alaycılar ne zamana dek alay etmekten zevk alacak? Akılsızlar ne zamana dek bilgiden nefret edecek? Uyardığımda yola gelin, o zaman size yüreğimi açar, Sözlerimi anlamanıza yardım ederim. Ama sizi çağırdığım zaman beni reddettiniz. Elimi uzattım, umursayan olmadı. Duymazlıktan geldiniz bütün öğütlerimi, Uyarılarımı duymak istemediniz. Bu yüzden ben de felaketinize sevineceğim. Belaya uğradığınızda, Bela üzerinize bir fırtına gibi geldiğinde, Bir kasırga gibi geldiğinde felaketiniz, Sıkıntıya, kaygıya düştüğünüzde, Sizinle alay edeceğim. O zaman beni çağıracaksınız, Ama yanıtlamayacağım. Var gücünüzle arayacaksınız beni, Ama bulamayacaksınız. Çünkü bilgiden nefret ettiniz. RAB'den korkmayı reddettiniz. Öğütlerimi istemediniz, Uyarılarımın tümünü küçümsediniz. Bu nedenle tuttuğunuz yolun meyvesini yiyeceksiniz, Kendi düzenbazlığınıza doyacaksınız. Bön adamlar dönekliklerinin kurbanı olacak. Akılsızlar kaygısızlıklarının içinde yok olup gidecek. Ama beni dinleyen güvenlik içinde yaşayacak, Kötülükten korkmayacak, huzur bulacak.”
SÜLEYMAN'IN ÖZDEYİŞLERİ 1:1-33 Turkish Bible Old Translation 1941 (KMEYA)
İ SRAİL kıralı, Davudun oğlu Süleymanın meselleri: Hikmeti ve terbiyeyi bilmek için; Anlayış sözlerini kavramak için; Akıllı harekette, salâhta, ve hakta, Ve doğrulukta terbiye almak için; Bön adama basiret, Genç adama bilgi ve düşünce vermek için; Hikmetli adam da dinlesin, ve bilgide artsın; Ve anlayışlı adam sağlam öğütler edinsin diye, Meseli ve remzi, Hikmetlilerin sözlerini ve muammalarını anlamak içindir. RAB korkusu bilginin başlangıcıdır; Sefihler ise hikmet ve terbiyeyi hor görürler. Oğlum, babanın talimini dinle, Ve ananın öğrettiğini bırakma; Çünkü onlar senin başına sevimli bir çelenk, Ve boynuna gerdanlık olacaklar. Oğlum, günahkârlar seni ayartırlarsa, Razı olma. Eğer derlerse: Bizimle beraber gel, Kan için pusuya yatalım; Sebep yokken suçsuzu gizlice bekliyelim; Onları ölüler diyarı gibi diri diri, Çukura inenler gibi bütün olarak yutalım; Her çeşit değerli mal buluruz; Evlerimizi çapul malı ile doldururuz; Aramızda senin de payın olsun; Hepimizin kesesi bir olsun — Oğlum, yolda onlarla beraber gitme; Ayağını onların yolundan alıkoy; Çünkü onların ayakları kötülüğe koşar; Ve kan dökmeğe seğirtir. Çünkü bir kanatlının gözü görürken Ağ kurmak boştur; Ve bunların pusuya yatmaları kendi kanları içindir; Gizlide bekledikleri kendi canlarıdır. Kazanca düşkün olan her adamın yolları böyledir; Bu düşkünlük, erbabının canını alır. Hikmet dışarıda yüksek sesle bağırıyor; Meydanlarda sesleniyor; Gürültülü sokak başlarında bağırıyor; Kapıların girilecek yerinde, şehirde, Sözlerini söyliyor: Bön adamlar, ne vakte kadar bönlüğü seveceksiniz? Ne vakte kadar müstehziler istihza ile sevinç bulacaklar, Ve akılsızlar bilgiden nefret edecekler? Ben tedip ederken geri dönün; İşte, üzerinize ruhumu dökeceğim; Size sözlerimi bildireceğim. Mademki ben çağırdım, ve siz çekindiniz; Elimi uzattım, ve bakan olmadı; Ve öğüdümün hepsini hiçe saydınız, Tedibimi de istemediniz; Ben de felâketinizde güleceğim; Size korku gelince, Üzerinize korku bir fırtına gibi gelince, Felâketiniz bir kasırga gibi gelince, Üzerinize sıkıntı ve kaygı gelince, istihza edeceğim. O zaman beni çağıracaklar, fakat cevap vermiyeceğim; Beni erken arıyacaklar, fakat beni bulmıyacaklar. Çünkü bilgiden nefret ettiler, Ve RAB korkusunu seçmediler, Benim öğüdümü istemediler, Tedibimin hepsini hor gördüler; Bunun için kendi yollarının semeresinden yiyecekler, Ve kendi düzenlerine doyacaklar. Bön adamların döneklikleri kendilerini öldürecektir, Ve akılsızların kaygısızlığı kendilerini yok edecektir. Fakat beni dinliyen emniyette oturacaktır. Ve kötülükten korkusu olmayıp rahat bulacaktır.
SÜLEYMAN'IN ÖZDEYİŞLERİ 1:1-33 Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar (KKDEU)
Davut oğlu İsrail Kralı Süleyman'ın özdeyişleri: Bu özdeyişler, bilgeliğe ve terbiyeye ulaşmak, Akıllıca sözleri anlamak, Başarıya götüren terbiyeyi edinip Doğru, haklı ve adil olanı yapmak, Saf kişiyi ihtiyatlı, Genç adamı bilgili ve sağgörülü kılmak içindir. Özdeyişlerle benzetmeleri, Bilgelerin sözleriyle bilmecelerini anlamak için Bilge kişi dinlesin ve kavrayışını artırsın, Akıllı kişi yaşam hüneri kazansın. RAB korkusudur bilginin temeli. Ahmaklarsa bilgeliği ve terbiyeyi küçümser. Oğlum, babanın uyarılarına kulak ver, Annenin öğrettiklerinden ayrılma. Çünkü bunlar başın için sevimli bir çelenk, Boynun için gerdanlık olacaktır. Oğlum, seni ayartmaya çalışan günahkârlara teslim olma. Şöyle diyebilirler: “Bizimle gel, Adam öldürmek için pusuya yatalım, Zevk uğruna masum kişileri tuzağa düşürelim. Onları ölüler diyarı gibi diri diri, Ölüm çukuruna inenler gibi Bütünüyle yutalım. Bir sürü değerli mal ele geçirir, Evlerimizi ganimetle doldururuz. Gel, sen de bize katıl, Tek bir kesemiz olacak.” Oğlum, böyleleriyle gitme, Onların tuttuğu yoldan uzak dur. Çünkü ayakları kötülüğe koşar, Çekinmeden kan dökerler. Kuşların gözü önünde ağ sermek boşunadır. Başkasına pusu kuran kendi kurduğu pusuya düşer. Yalnız kendi canıdır tuzağa düşürdüğü. Haksız kazanca düşkün olanların sonu böyledir. Bu düşkünlük onları canlarından eder. Bilgelik dışarıda yüksek sesle haykırıyor, Meydanlarda sesleniyor. Kalabalık sokak başlarında bağırıyor, Kentin giriş kapılarında sözlerini duyuruyor: “Ey budalalar, budalalığı ne zamana dek seveceksiniz? Alaycılar ne zamana dek alay etmekten zevk alacak? Akılsızlar ne zamana dek bilgiden nefret edecek? Uyardığımda yola gelin, o zaman size yüreğimi açar, Sözlerimi anlamanıza yardım ederim. Ama sizi çağırdığım zaman beni reddettiniz. Elimi uzattım, umursayan olmadı. Duymazlıktan geldiniz bütün öğütlerimi, Uyarılarımı duymak istemediniz. Bu yüzden ben de felaketinize sevineceğim. Belaya uğradığınızda, Bela üzerinize bir fırtına gibi geldiğinde, Bir kasırga gibi geldiğinde felaketiniz, Sıkıntıya, kaygıya düştüğünüzde, Sizinle alay edeceğim. O zaman beni çağıracaksınız, Ama yanıtlamayacağım. Var gücünüzle arayacaksınız beni, Ama bulamayacaksınız. Çünkü bilgiden nefret ettiniz. RAB'den korkmayı reddettiniz. Öğütlerimi istemediniz, Uyarılarımın tümünü küçümsediniz. Bu nedenle tuttuğunuz yolun meyvesini yiyeceksiniz, Kendi düzenbazlığınıza doyacaksınız. Bön adamlar dönekliklerinin kurbanı olacak. Akılsızlar kaygısızlıklarının içinde yok olup gidecek. Ama beni dinleyen güvenlik içinde yaşayacak, Kötülükten korkmayacak, huzur bulacak.”