MARKOS 3:7-21
MARKOS 3:7-21 Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001, 2008 (TCL02)
İsa, öğrencileriyle birlikte göl kıyısına çekildi. Celile'den büyük bir kalabalık O'nun ardından geldi. Ayrıca, bütün yaptıklarını duyan büyük kalabalıklar Yahudiye'den, Yeruşalim'den, İdumeya'dan, Şeria Irmağı'nın karşı yakasından, Sur ve Sayda bölgelerinden kendisine akın etti. İsa, kalabalığın arasında sıkışıp kalmamak için öğrencilerine bir kayık hazır bulundurmalarını söyledi. Birçoklarını iyileştirmiş olduğundan, çeşitli hastalıklara yakalananlar O'na dokunmak için üzerine üşüşüyordu. Kötü ruhlar O'nu görünce ayaklarına kapanıyor, “Sen Tanrı'nın Oğlu'sun!” diye bağırıyorlardı. Ama İsa, kim olduğunu açıklamamaları için onları sıkı sıkıya uyardı. İsa, dağa çıkarak istediği kişileri yanına çağırdı. Onlar da yanına gittiler. İsa bunlardan on iki kişiyi yanında bulundurmak, Tanrı sözünü duyurmaya göndermek ve cinleri kovmaya yetkili kılmak üzere seçti. Seçtiği bu on iki kişi şunlardır: Petrus adını verdiği Simun, Beni-Regeş, yani Gökgürültüsü Oğulları adını verdiği Zebedi'nin oğulları Yakup ve Yuhanna, Andreas, Filipus, Bartalmay, Matta, Tomas, Alfay oğlu Yakup, Taday, Yurtsever Simun ve İsa'ya ihanet eden Yahuda İskariot. İsa bundan sonra eve gitti. Yine öyle büyük bir kalabalık toplandı ki, İsa'yla öğrencileri yemek bile yiyemediler. Yakınları bunu duyunca, “Aklını kaçırmış” diyerek O'nu almaya geldiler.
MARKOS 3:7-21 Turkish Bible Old Translation 1941 (KMEYA)
İsa şakirtleri ile denize çekildi; Galileden büyük bir kalabalık onun ardınca gitti; ve Yahudiyeden, Yeruşalimden, İdumeadan, Erdenin ötesinden, Sur ve Sayda taraflarından, büyük bir kalabalık, onun yaptığı bütün şeyleri işiterek, kendisine geldiler. İsa, kalabalık sebebile kendisini sıkıştırmasınlar diye, küçük bir kayığın kendi yanında beklemesini şakirtlerine söyledi. Çünkü bir çoklarını iyi etmişti; öyle ki, dertleri olanların hepsi ona dokunmak için üzerine üşüşüyorlardı. Murdar ruhlar onu gördükleri zaman, önünde yere kapanıyorlardı; ve bağırıp: Sen Allahın Oğlusun, derlerdi. Ve kendisini belli etmesinler diye onlara sıkıca tenbih ederdi. İsa dağa çıkıp kendi istediklerini yanına çağırdı; onlar da yanına gittiler. Ve kendisi ile beraber olsunlar, onları vâzetmeğe göndersin, ve cinleri çıkarmağa kudretleri olsun diye on iki kişi tayin etti; Petrus lâkabını kattığı Simunu, ve Boanerces, yani Gökgürlemesi oğulları, lâkabını kattığı Zebedinin oğlu Yakubu ve Yakubun kardeşi Yuhannayı, ve Andreası, Filipusu, Bartolomeusu, Mattayı, Toması, Alfeusun oğlu Yakubu, Taddeusu, Gayyur Simunu, ve Yahuda İskariyotu, ki bu da İsayı ele verdi. Bir eve geldi; ve yine kalabalık toplandı, o kadar ki, ekmek bile yiyemiyorlardı. Kendininkiler bunu işittikleri zaman, onu tutmağa çıktılar; çünkü: Aklını oynatmış, diyorlardı.
MARKOS 3:7-21 Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar (KKDEU)
İsa öğrencileriyle birlikte deniz kıyısına çekildi. Galile'den büyük bir kalabalık O'nun ardından gitti. Yahudiye'den, Yeruşalim'den, İdumeya'dan, Ürdün'ün karşı yakasından, Sur ile Sayda yöresinden büyük kalabalıklar yaptığı işleri haber alarak O'na geldiler. İsa kalabalıkta ezilmemek için, öğrencilerine bir kayık hazır bulundurmalarını söyledi. Pek çok kişiyi iyileştirdi. Öyle ki, hastalığı olan herkes O'na dokunabilmek için üzerine üşüşüyordu. Kötü ruhlar O'nu görünce önünde yere kapanıp, “Sen Tanrı'nın Oğlu'sun!” diye bağırıyorlardı. İsa kim olduğunu açıklamasınlar diye onlara kesin buyruklar veriyordu. İsa bir dağ yamacına çıktı. İstediği kişileri yanına çağırdı. Onlar da gittiler. Kendisiyle birlikte kalacak, sözü duyurmaya gönderebileceği on iki kişi atadı. (Onları Haberciler diye adlandırdı.) Onlara cinleri kovma yetkisini verdi. Atadığı on iki kişi şunlardır: Petrus diye adlandırdığı Simun, Zebedi'nin oğlu Yakup'la kardeşi Yuhanna –onlara Gök Gürlemesi'nin Oğulları anlamına gelen Boanerges adını verdi– Andreas, Filipus, Bartolomeos, Matta, Tomas, Alfeos'un oğlu Yakup, Taddeos, Partizan Simun ve İsa'yı ele veren Yahuda İşkariyot. İsa bundan sonra bir eve girdi. Yeniden toplanan kalabalık yüzünden yemek yemeye bile olanak bulamadılar. Yakınları bunu duyunca, O'nu bulmak için dışarı çıktılar. Çünkü kendinden geçtiğini söylüyorlardı.