MARKOS 15:33-47
MARKOS 15:33-47 Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001, 2008 (TCL02)
Öğleyin on ikiden üçe kadar bütün ülkenin üzerine karanlık çöktü. Saat üçte İsa yüksek sesle, “Elohi, Elohi, lema şevaktani” yani, “Tanrım, Tanrım, beni neden terk ettin?” diye bağırdı. Orada duranlardan bazıları bunu işitince, “Bakın, İlyas'ı çağırıyor” dediler. Aralarından biri koşup bir süngeri ekşi şaraba batırdı, bir kamışın ucuna takarak İsa'ya içirdi. “Dur bakalım, İlyas gelip O'nu indirecek mi?” dedi. Ama İsa yüksek sesle bağırarak son nefesini verdi. O anda tapınaktaki perde yukarıdan aşağıya yırtılarak ikiye bölündü. İsa'nın karşısında duran yüzbaşı, O'nun bu şekilde son nefesini verdiğini görünce, “Bu adam gerçekten Tanrı'nın Oğlu'ydu” dedi. Olup bitenleri uzaktan izleyen bazı kadınlar da vardı. Aralarında Mecdelli Meryem, küçük Yakup ile Yose'nin annesi Meryem ve Salome bulunuyordu. İsa daha Celile'deyken bu kadınlar O'nun ardından gitmiş, O'na hizmet etmişlerdi. O'nunla birlikte Yeruşalim'e gelmiş olan daha birçok kadın da olup bitenleri izliyordu. O gün Hazırlık Günü, yani Şabat Günü'nden önceki gündü. Artık akşam oluyordu. Bu nedenle, Yüksek Kurul'un saygın bir üyesi olup Tanrı'nın Egemenliği'ni umutla bekleyen Aramatyalı Yusuf geldi, cesaretini toplayarak Pilatus'un huzuruna çıktı, İsa'nın cesedini istedi. Pilatus, İsa'nın bu kadar çabuk ölmüş olmasına şaştı. Yüzbaşıyı çağırıp, “Öleli çok oldu mu?” diye sordu. Yüzbaşıdan durumu öğrenince Yusuf'a, cesedi alması için izin verdi. Yusuf keten bez satın aldı, cesedi çarmıhtan indirip beze sardı, kayaya oyulmuş bir mezara yatırarak mezarın girişine bir taş yuvarladı. Mecdelli Meryem ile Yose'nin annesi Meryem, İsa'nın nereye konulduğunu gördüler.
MARKOS 15:33-47 Turkish Bible Old Translation 1941 (KMEYA)
Altıncı saat olunca, bütün yer üzerine dokuzuncu saate kadar karanlık çöktü. Dokuzuncu saatte İsa yüksek sesle bağırdı: “Eloi, Eloi, lama sabaktani?” ki tercüme olundukta, Allahım, Allahım, niçin beni bıraktın? demektir. Orada duranlardan bazıları bunu işitince: İşte, İlyayı çağırıyor, dediler. Biri koşup bir süngeri sirke ile doldurdu, ve bir kamışa takıp ona içirdi, ve dedi: Bırakın, görelim, İlya onu indirmeğe gelir mi? İsa yüksek ses çıkarıp ruhu verdi. Ve mabedin perdesi yukarıdan aşağıya kadar ikiye yarıldı. İsanın karşısında duran yüzbaşı onun böyle ruhu verdiğini gördüğü zaman: Gerçek bu adam Allahın Oğlu idi, dedi. Orada uzaktan bakmakta olan kadınlar arasında, Galilede iken İsanın ardınca gidip kendisine hizmet eden Mecdelli Meryem, ve küçük Yakub ile Yosesin anası Meryem, ve Salome, ve onunla beraber Yeruşalime çıkmış olan başka bir çok kadınlar vardı. Artık akşam olunca, Hazırlık günü, yani, Sebtin arifesi olduğundan, Allahın melekûtunu bekliyen Meclis azasından itibarlı bir adam olan Arimatealı Yusuf geldi, ve cesaret edip Pilatusa gitti, İsanın cesedini istedi. Pilatus onun öldüğüne şaştı, ve yüzbaşıyı yanına çağırıp: Öleli epeyi oldu mu? diye ondan sordu. Yüzbaşıdan öğrendiği zaman, cesedi Yusufa bağışladı. O da keten bezi satın aldı, onu indirip keten bezine sardı, ve kayada oyulmuş bir kabre koydu; ve kabrin kapısına bir taş yuvarladı. Mecdelli Meryem, ve Yosesin anası Meryem onun nereye konulduğunu görüyorlardı.
MARKOS 15:33-47 Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar (KKDEU)
Öğleyin on ikiden on beşe dek tüm ülkeyi karanlık kapladı. Saat on beşte İsa yüksek sesle bağırdı: “Eloi, Eloi, lama sabaktani?” Bu, “Tanrım, Tanrım, neden beni bıraktın?” anlamına gelir. Orada duranlardan bazıları bunu duyunca, “Bak, İlyas'a sesleniyor” dediler. Biri koşup bir sünger kaptı, sirkeye daldırıp bir kamışa takarak İsa'nın ağzına uzattı. “Bırakın bakalım, İlyas gelip onu aşağı indirecek mi?” diyerek laf attı. İsa yüksek sesle bağırıp ruhunu teslim etti. O anda tapınağın perdesi yukarıdan aşağıya yırtılarak ikiye ayrıldı. İsa'nın çarmıhı karşısında duran yüzbaşı, O'nun ruhunu nasıl teslim ettiğini görünce, “Bu adam gerçekten Tanrı'nın Oğlu'ydu” dedi. Durumu uzaktan izleyen kadınlar vardı. Magdalalı Meryem, genç Yakup'un ve Yoses'in annesi Meryem ve Salome bunların arasındaydı. İsa Galile'deyken O'nun ardından gitmişler, kendisine hizmet sunmuşlardı. Bunlardan başka, İsa'yla birlikte Yeruşalim'e gelen daha birçok kadın vardı. Akşam olunca –daha Şabat öncesi, Hazırlık Günü'ydü– Arimatealı Yusuf geldi. Saygıdeğer bir Yüksek Kurul üyesiydi. O da Tanrı'nın Hükümranlığı'nın gelişini bekliyordu. Yusuf cesaretini toplayarak Pilatus'a gitti, İsa'nın cesedini istedi. Pilatus İsa'nın böyle çabucak öldüğünü duyunca şaşırdı. Yüzbaşıyı çağırıp, “İsa öleli çok oldu mu?” diye sordu. Yüzbaşıdan gerekli bilgiyi alınca cesedi Yusuf'a verdi. Yusuf keten bez satın aldı. Cesedi aşağı indirdi, beze sarıp kaya kovuğunda oyulmuş mezara yatırdı. Mezarın açıldığı yere de bir taş yuvarladı. Magdalalı Meryem'le Yoses'in annesi Meryem O'nun nereye yatırıldığını gözlüyorlardı.