MARKOS 14:26-50
MARKOS 14:26-50 Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001, 2008 (TCL02)
İlahi söyledikten sonra dışarı çıkıp Zeytin Dağı'na doğru gittiler. Bu arada İsa öğrencilerine, “Hepiniz sendeleyip düşeceksiniz” dedi. “Çünkü şöyle yazılmıştır: ‘Çobanı vuracağım, Koyunlar darmadağın olacak.’ Ama ben dirildikten sonra sizden önce Celile'ye gideceğim.” Petrus O'na, “Herkes sendeleyip düşse bile ben düşmem” dedi. “Sana doğrusunu söyleyeyim” dedi İsa, “Bugün, bu gece, horoz iki kez ötmeden sen beni üç kez inkâr edeceksin.” Ama Petrus üsteleyerek, “Seninle birlikte ölmem gerekse bile seni asla inkâr etmem” dedi. Öğrencilerin hepsi de aynı şeyi söyledi. Sonra Getsemani denilen yere geldiler. İsa öğrencilerine, “Ben dua ederken siz burada oturun” dedi. Petrus'u, Yakup'u ve Yuhanna'yı yanına aldı. Hüzünlenmeye ve ağır bir sıkıntı duymaya başlamıştı. Onlara, “Ölesiye kederliyim” dedi. “Burada kalın, uyanık durun.” Biraz ilerledi, yüzüstü yere kapanıp dua etmeye başladı. “Mümkünse o saati yaşamayayım” dedi. “Abba, Baba, senin için her şey mümkün, bu kâseyi benden uzaklaştır. Ama benim değil, senin istediğin olsun.” Öğrencilerinin yanına döndüğünde onları uyumuş buldu. Petrus'a, “Simun” dedi, “Uyuyor musun? Bir saat uyanık kalamadın mı? Uyanık durup dua edin ki, ayartılmayasınız. Ruh isteklidir, ama beden güçsüzdür.” Yine uzaklaştı, aynı sözleri tekrarlayarak dua etti. Geri geldiğinde öğrencilerini yine uyumuş buldu. Onların göz kapaklarına ağırlık çökmüştü. İsa'ya ne diyeceklerini bilemiyorlardı. İsa üçüncü kez yanlarına döndü, “Hâlâ uyuyor, dinleniyor musunuz?” dedi. “Yeter! Saat geldi. İşte İnsanoğlu günahkârların eline veriliyor. Kalkın, gidelim. İşte bana ihanet eden geldi!” Tam o anda, İsa daha konuşurken, Onikiler'den biri olan Yahuda çıkageldi. Yanında başkâhinler, din bilginleri ve ileri gelenler tarafından gönderilmiş kılıçlı sopalı bir kalabalık vardı. İsa'ya ihanet eden Yahuda, “Kimi öpersem, İsa O'dur. O'nu tutuklayın, güvenlik altına alıp götürün” diye onlarla sözleşmişti. Gelir gelmez İsa'ya yaklaştı, “Rabbî” diyerek O'nu öptü. Onlar da İsa'yı yakalayıp tutukladılar. İsa'nın yanında bulunanlardan biri kılıcını çekti, başkâhinin kölesine vurup kulağını uçurdu. İsa onlara, “Niçin bir haydutmuşum gibi beni kılıç ve sopalarla yakalamaya geldiniz?” dedi. “Her gün tapınakta, yanıbaşınızda öğretiyordum, beni tutuklamadınız. Ama bu, Kutsal Yazılar yerine gelsin diye oldu.” O zaman öğrencilerinin hepsi O'nu bırakıp kaçtı.
MARKOS 14:26-50 Turkish Bible Old Translation 1941 (KMEYA)
Ve onlar bir ilâhi okuyup Zeytinlik dağına çıktılar. İsa onlara dedi: Hepiniz sürçeceksiniz; çünkü yazılmıştır: “Çobanı vuracağım, ve koyunlar dağılacaklar.” Fakat ben kıyam ettikten sonra, sizden önce Galileye gideceğim. Lâkin Petrus ona dedi: Eğer hepsi sürçseler bile, ben sürçmem. İsa da ona dedi: Doğrusu sana derim: Bu gün, hattâ bu gece, horoz iki kere ötmeden önce, sen beni üç kere inkâr edeceksin. Fakat Petrus şiddetle dedi: Bana seninle beraber ölmek lâzım gelse de, seni hiç inkâr etmem. Hepsi de böyle dediler. Getsemani denilen bir yere geldiler; İsa şakirtlerine dedi: Ben dua edinciye kadar, siz burada oturun. Petrusu, Yakubu ve Yuhannayı beraber aldı, ve dehşete düşüp çok sıkılmağa başladı. Onlara dedi: Canım ölüm derecesinde çok kederlidir; burada kalıp uyanık durun. Biraz ileri gidip yere kapandı, ve mümkünse, bu saat kendisinden geçsin, diye dua ederek diyordu: Abba, Baba, sana her şey mümkündür; bu kâseyi benden geçir; lâkin benim istediğim değil, senin istediğin olsun. Ve gelip onları uykuda buldu; ve Petrusa dedi: Simun, uyuyor musun? bir saat uyanık duramadın mı? Uyanık durup dua edin ki, iğvaya düşmiyesiniz; gerçi ruh isteklidir, fakat beden zayıftır. Yine gidip dua ederek ayni sözü söyledi. Tekrar geldi, onları yine uykuda buldu; çünkü onların gözleri ağırlaşmıştı; ve ona ne cevap vereceklerini bilmiyorlardı. Üçüncü kere gelip onlara dedi: Artık uyuyup rahat edin. Yeter, saat geldi; işte, İnsanoğlu günahkârların eline veriliyor; kalkın, gidelim; işte, beni ele veren yaklaştı. O henüz söylemekte iken, hemen Onikilerden biri olan Yahuda, ve onunla beraber başkâhinler, yazıcılar ve ihtiyarlar tarafından bir kalabalık, kılıçlarla ve sopalarla geldi. İmdi onu ele veren: Kimi öpersem, odur; onu tutun ve emniyet altında götürün, diye onlara bir işaret vermişti. Geldiği zaman, hemen yaklaşıp İsaya: Rabbi, diyerek onu öptü. Onlar üzerine el atarak onu tuttular. Fakat yanında duranlardan biri kılıcını çekti, başkâhinin hizmetçisine vurup kulağını düşürdü. İsa cevap verip onlara dedi: Kılıçlarla ve sopalarla bir hayduda karşı imiş gibi beni tutmağa mı çıktınız? Ben her gün mabette öğreterek sizinle beraberdim, beni tutmadınız; fakat yazıların yerine gelmesi içindir. Ve hepsi İsayı bırakıp kaçtılar.
MARKOS 14:26-50 Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar (KKDEU)
Bir ilahi söyledikten sonra Zeytinlik Dağı'na çıktılar. Sonra İsa onlara, “Tümünüz çelişkiye düşeceksiniz” dedi, “Çünkü şöyle yazılıdır: “ ‘Çoban'ı vuracağım, Koyunlar darmadağın olacak.’ “Ama ölümden dirildikten sonra, ben sizlerden önce Galile'de olacağım.” Petrus O'nu yanıtladı: “Hepsi çelişkiye düşse bile, ben hiçbir zaman düşmeyeceğim.” İsa ona, “Doğrusu sana derim ki” dedi, “Bugün, bu gece horoz ötmeden önce, beni üç kez yadsıyacaksın.” Ama Petrus daha da ateşli bir biçimde sözünü sürdürdü: “Seninle birlikte ölmem gerekse bile, seni hiçbir zaman yadsımayacağım!” Öbür öğrenciler de aynı şekilde konuştular. Sonra Getsemane denen yere gittiler. İsa öğrencilerine, “Ben dua ederken siz burada oturun” dedi. Petrus'u, Yakup'u ve Yuhanna'yı yanına aldı. Derinden bunalmaya, sıkıntı duymaya başladı. Bunun üzerine, “Canım ölesiye sıkılıyor” dedi, “Burada bekleyin ve uyanık durun.” Biraz ileriye giderek yüzüstü yere kapandı. Eğer olanak varsa bu zamanın kendisinden uzaklaştırılması için dua etti: “Abba Baba! Senin için her şey olanaklıdır. Bu kâseyi benden uzaklaştır! Ama benim istemim değil, senin istemin olsun.” Öğrencilerin yanına döndüğünde onları uykuda buldu. Petrus'a, “Ey Simun” dedi, “Uyuyor musun? Bir saat olsun uyanık duramadın mı? Uyanık durun ve dua edin ki, denenmeye düşmeyesiniz. Ruh istekli, ama beden güçsüzdür.” Yeniden, ikinci kez yanlarından ayrılıp aynı sözlerle dua etti. Geri geldiğinde onları yine uykuda buldu. Çünkü uyku gözlerinden akıyordu. O'na ne diyeceklerini bilmiyorlardı. Üçüncü kez geri gelip onlara, “Hâlâ uykuda mısınız, hâlâ dinleniyor musunuz?” dedi, “Bu kadar yeter. İşte saat geldi. İnsanoğlu günahlıların eline veriliyor. Kalkın gidelim. Bakın, beni ele veren yaklaştı.” Hemen o anda, O daha sözünü bitirmeden, Onikiler'den biri olan Yahuda oraya geldi. Yanında kılıçlarla, sopalarla silahlanmış bir kalabalık vardı. Bunları başkâhinler, dinsel yorumcular ve ileri gelenler göndermişti. İsa'yı ele veren, onlara bir işaret vererek, “Kimi öpersem, aradığınız O'dur” dedi, “O'nu tutuklayın ve güvenlik altına alıp götürün.” Yahuda oraya varır varmaz hiç duraksamadan İsa'nın yanına gitti. “Ya Rabbi!” diyerek O'nu öptü. Bunun üzerine İsa'yı yakalayıp tutukladılar. Orada bulunanlardan biri kılıcına davrandı, başkâhinin kölesine vurduğu gibi onun kulağını kesti. İsa onlara, “Beni yakalamak için eşkıyaya karşı çıkarcasına kılıçlarla, sopalarla gelmek mi gerekirdi?” dedi, “Her gün tapınakta aranızda öğretiyordum, beni tutuklamadınız. Ama bu Kutsal Yazılar yerine gelsin diye oldu.” Bunun üzerine öğrencilerin tümü O'nu bırakıp kaçtılar.