EYÜP 24:1-25

EYÜP 24:1-25 Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001, 2008 (TCL02)

“Niçin Her Şeye Gücü Yeten yargı için vakit saptamıyor? Neden O'nu tanıyanlar bu günleri görmesin? İnsanlar sınır taşlarını kaldırıyor, Çaldıkları sürüleri otlatıyorlar. Öksüzlerin eşeğini kovuyor, Dul kadının öküzünü rehin alıyorlar. Yoksulları yoldan saptırıyor, Ülkenin düşkünlerini gizlenmeye zorluyorlar. Bakın, yoksullar çöldeki yaban eşekleri gibi Yiyecek bulmak için erkenden işe çıkıyorlar, Çocuklarına yiyeceği kırlar sağlıyor. Yemlerini tarlalardan topluyor, Kötülerin bağındaki artıkları eşeliyorlar. Geceyi giysisiz, çıplak geçiriyorlar, Örtünecek şeyleri yok soğukta. Dağlara yağan sağanaktan ıslanıyor, Sığınakları olmadığı için kayalara sarılıyorlar. Öksüz memeden uzaklaştırılıyor, Düşkünün bebeği rehin alınıyor. Giysisiz, çıplak dolaşıyor, Aç karnına demet taşıyorlar. Teraslar arasında zeytin eziyor, Susuzluktan kavrulurken Şarap için üzüm sıkıyorlar. Kentlerden insan iniltileri yükseliyor, Yaralı canlar feryat ediyor, Ama Tanrı haksızlığı önemsemiyor. “Bunlar ışığa başkaldıranlardır; Onun yolunu tanımaz, İzinde yürümezler. Gün ağarınca katil kalkar, Düşkünü, yoksulu öldürür, Hırsız gibi sıvışır geceleyin. Zina edenin gözü alaca karanlıktadır, ‘Beni kimse görmez’ diye düşünür, Yüzünü örtüyle gizler. Hırsızlar karanlıkta evleri deler, Gündüz gizlenir, ışık nedir bilmezler. Çünkü zifiri karanlık, sabahıdır onların, Karanlığın dehşetiyle dostturlar. “Diyorsunuz ki, ‘Suyun üstündeki köpüktür onlar, Lanetlidir ülkedeki payları, Kimse bağlara gitmez. Kuraklık ve sıcağın eriyen karı alıp götürdüğü gibi Ölüler diyarı da günahlıları alıp götürür. Rahim onları unutacak, Kurtlara yem olacak, Bir daha anılmayacaklar. Haksızlık bir ağaç gibi kırılacak. Onlar çocuğu olmayan kısır kadınları yolar, Dul kadına iyilik etmezler. Tanrı, gücüyle zorbaları yok eder, Harekete geçince zorbaların yaşama umudu kalmaz. Tanrı onlara güven verir, O'na güvenirler, Ama gözü yürüdükleri yoldadır. Kısa süre yükselir, sonra yok olurlar, Düşerler, tıpkı ötekiler gibi alınıp götürülür, Başak başı gibi kesilirler.’ “Böyle değilse, kim beni yalancı çıkarabilir, Söylediklerimin boş olduğunu gösterebilir?”

EYÜP 24:1-25 Turkish Bible Old Translation 1941 (KMEYA)

N İÇİN Kadîr vakitler ayırıp saklamadı? Ve onu tanıyanlar niçin onun günlerini görmezler? Sınırları yerlerinden kaldırıyorlar; Sürüler gaspedip otlatıyorlar. Öksüzlerin eşeğini sürüyorlar; Dul kadının öküzünü rehin alıyorlar. Yoksulları yoldan saptırıyorlar; Memleketin düşkünleri hep gizlenmede. İşte, çöldeki yaban eşekleri gibi İşlerine çıkıyorlar, erkenden yiyecek arıyarak; Çocukları için bozkır onlara ekmek verir. Yemlerini tarladan biçerler; Ve kötü adamın bağında kalanı devşirirler. Geceyi çıplak geçirirler, esvapsız, Ve soğukta örtüleri yoktur. Dağların sağanağından ıslanırlar, Ve sığınacak yer olmadığı için kayaya sarılırlar. Öksüzü çekip memeden ayırırlar, Ve düşkünden rehin alırlar; Onlarsa çıplak geziyorlar, esvapsız, Ve açken demetler taşıyorlar. Bu adamların duvarları arasında zeytin yağı çıkarıyorlar; Onların mâsaralarını basıyorlar, ve susuzluk çekiyorlar. Şehirden insanların iniltisi geliyor, Ve yaralıların canı bağırmada; Fakat Allah bu uygunsuzluğa bakmıyor. Bunlar ışığa isyan edenlerdendir; Onun yollarını tanımazlar, Ve onun yollarında durmazlar. Katil ışıkla beraber kalkar; Düşkünü ve yoksulu öldürür; Ve geceleyin hırsız gibidir. Zina edenin gözü de alaca karanlığı bekler: Beni göz görmez, der; Ve yüzüne örtü kor. Karanlıkta evleri deliyorlar; Gündüzün saklanmaktalar; Işık nedir bilmezler. Çünkü sabah onların hepsi için ölüm gölgesidir; Çünkü ölüm gölgesi dehşetlerine alışıktırlar. Suların yüzünde tez geçip gidiyorlar; Yeryüzünde onların payı lânetlidir; Bağlar yoluna yünelmezler. Kuraklık ve sıcaklık kar sularını alıp götürür; Ölüler diyarı da suç işliyenleri. Rahim onu unutacaktır; Kurtlar onu tatlı tatlı yiyeceklerdir; Artık anılmıyacak; Ve haksızlık bir ağaç gibi kırılacaktır. Çocuğu olmamış kısır kadını yolar, Ve dul kadına iyilik etmez. Böyle iken Allah zorlu adamları kuvvetile kayırmadadır; Yaşamaktan emin olmıyan, ayağa kalkıyor. Allah onlara emniyet verir, ve ona güvenirler; Ve onun gözleri onların yolları üzerindedir. Yükselirler; az sonra yok olurlar, Ve alçalırlar, hep başkaları gibi onlar da alınıp götürülürler, Ve başağın başı gibi kesilirler. Ve eğer şimdi böyle değilse, kim beni yalancı çıkarır, Ve benim sözümü hiçe indirir?

EYÜP 24:1-25 Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar (KKDEU)

“Niçin Her Şeye Gücü Yeten yargı için vakit saptamıyor? Neden O'nu tanıyanlar bu günleri görmesin? İnsanlar sınır taşlarını kaldırıyor, Çaldıkları sürüleri otlatıyorlar. Öksüzlerin eşeğini kovuyor, Dul kadının öküzünü rehin alıyorlar. Yoksulları yoldan saptırıyor, Ülkenin düşkünlerini gizlenmeye zorluyorlar. Bakın, yoksullar çöldeki yaban eşekleri gibi Yiyecek bulmak için erkenden işe çıkıyorlar, Çocuklarına yiyeceği kırlar sağlıyor. Yemlerini tarlalardan topluyor, Kötülerin bağındaki artıkları eşeliyorlar. Geceyi giysisiz, çıplak geçiriyorlar, Örtünecek şeyleri yok soğukta. Dağlara yağan sağanaktan ıslanıyor, Sığınakları olmadığı için kayalara sarılıyorlar. Öksüz memeden uzaklaştırılıyor, Düşkünün bebeği rehin alınıyor. Giysisiz, çıplak dolaşıyor, Aç karnına demet taşıyorlar. Teraslar arasında zeytin eziyor, Susuzluktan kavrulurken Şarap için üzüm sıkıyorlar. Kentlerden insan iniltileri yükseliyor, Yaralı canlar feryat ediyor, Ama Tanrı haksızlığı önemsemiyor. “Bunlar ışığa başkaldıranlardır; Onun yolunu tanımaz, İzinde yürümezler. Gün ağarınca katil kalkar, Düşkünü, yoksulu öldürür, Hırsız gibi sıvışır geceleyin. Zina edenin gözü alaca karanlıktadır, ‘Beni kimse görmez’ diye düşünür, Yüzünü örtüyle gizler. Hırsızlar karanlıkta evleri deler, Gündüz gizlenir, ışık nedir bilmezler. Çünkü zifiri karanlık, sabahıdır onların, Karanlığın dehşetiyle dostturlar. “Diyorsunuz ki, ‘Suyun üstündeki köpüktür onlar, Lanetlidir ülkedeki payları, Kimse bağlara gitmez. Kuraklık ve sıcağın eriyen karı alıp götürdüğü gibi Ölüler diyarı da günahlıları alıp götürür. Rahim onları unutacak, Kurtlara yem olacak, Bir daha anılmayacaklar. Haksızlık bir ağaç gibi kırılacak. Onlar çocuğu olmayan kısır kadınları yolar, Dul kadına iyilik etmezler. Tanrı, gücüyle zorbaları yok eder, Harekete geçince zorbaların yaşama umudu kalmaz. Tanrı onlara güven verir, O'na güvenirler, Ama gözü yürüdükleri yoldadır. Kısa süre yükselir, sonra yok olurlar, Düşerler, tıpkı ötekiler gibi alınıp götürülür, Başak başı gibi kesilirler.’ “Böyle değilse, kim beni yalancı çıkarabilir, Söylediklerimin boş olduğunu gösterebilir?”