YUHANNA 5:1-30

YUHANNA 5:1-30 Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001, 2008 (TCL02)

İsa bundan sonra Yahudiler'in bir bayramı nedeniyle Yeruşalim'e gitti. Yeruşalim'de Koyun Kapısı yanında, İbranice'de Beytesta denilen beş eyvanlı bir havuz vardır. Bu eyvanların altında kör, kötürüm, felçli hastalardan bir kalabalık yatardı. Orada otuz sekiz yıldır hasta olan bir adam vardı. İsa hasta yatan bu adamı görünce ve uzun zamandır bu durumda olduğunu anlayınca, “İyi olmak ister misin?” diye sordu. Hasta şöyle yanıt verdi: “Efendim, su çalkandığı zaman beni havuza indirecek kimsem yok, tam gireceğim an benden önce başkası giriyor.” İsa ona, “Kalk, şilteni topla ve yürü” dedi. Adam o anda iyileşti. Şiltesini toplayıp yürümeye başladı. O gün Şabat Günü'ydü. Bu yüzden Yahudi yetkililer iyileşen adama, “Bugün Şabat Günü” dediler, “Şilteni toplaman yasaktır.” Ama adam onlara şöyle yanıt verdi: “Beni iyileştiren kişi bana, ‘Şilteni topla ve yürü’ dedi.” “Sana, ‘Şilteni topla ve yürü’ diyen adam kim?” diye sordular. İyileşen adam ise O'nun kim olduğunu bilmiyordu. Orası kalabalıktı, İsa da çekilip gitmişti. İsa daha sonra adamı tapınakta buldu. “Bak, iyi oldun. Artık günah işleme de başına daha kötü bir şey gelmesin” dedi. Adam gidip Yahudi yetkililere kendisini iyileştirenin İsa olduğunu bildirdi. Şabat Günü böyle şeyler yaptığı için İsa'ya zulmetmeye başladılar. Ama İsa onlara şu karşılığı verdi: “Babam hâlâ çalışmaktadır, ben de çalışıyorum.” İşte bu nedenle Yahudi yetkililer O'nu öldürmek için daha çok gayret ettiler. Çünkü yalnız Şabat Günü düzenini bozmakla kalmamış, Tanrı'nın kendi Babası olduğunu söyleyerek kendisini Tanrı'ya eşit kılmıştı. İsa Yahudi yetkililere şöyle karşılık verdi: “Size doğrusunu söyleyeyim, Oğul, Baba'nın yaptıklarını görmedikçe kendiliğinden bir şey yapamaz. Baba ne yaparsa Oğul da aynı şeyi yapar. Çünkü Baba Oğul'u sever ve yaptıklarının hepsini O'na gösterir. Şaşasınız diye O'na bunlardan daha büyük işler de gösterecektir. Baba nasıl ölüleri diriltip onlara yaşam veriyorsa, Oğul da dilediği kimselere yaşam verir. Baba kimseyi yargılamaz, bütün yargılama işini Oğul'a vermiştir. Öyle ki, herkes Baba'yı onurlandırdığı gibi Oğul'u onurlandırsın. Oğul'u onurlandırmayan, O'nu gönderen Baba'yı da onurlandırmaz. “Size doğrusunu söyleyeyim, sözümü işitip beni gönderene iman edenin sonsuz yaşamı vardır. Böyle biri yargılanmaz, ölümden yaşama geçmiştir. Size doğrusunu söyleyeyim, ölülerin Tanrı Oğlu'nun sesini işitecekleri ve işitenlerin yaşayacakları saat geliyor, geldi bile. Çünkü Baba, kendisinde yaşam olduğu gibi, Oğul'a da kendisinde yaşam olma özelliğini verdi. O'na yargılama yetkisini de verdi. Çünkü O İnsanoğlu'dur. Buna şaşmayın. Mezarda olanların hepsinin O'nun sesini işitecekleri saat geliyor. Ve onlar mezarlarından çıkacaklar. İyilik yapmış olanlar yaşamak, kötülük yapmış olanlar yargılanmak üzere dirilecekler.” “Ben kendiliğimden hiçbir şey yapamam. İşittiğim gibi yargılarım ve benim yargım adildir. Çünkü amacım kendi istediğimi değil, beni gönderenin istediğini yapmaktır.

YUHANNA 5:1-30 Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar (KKDEU)

Bu olaylardan sonra Yahudiler'in bir bayramı geldi. İsa Yeruşalim'e çıktı. Yeruşalim'de Koyun Kapısı yanında –İbranice'de Beytesda adını taşıyan– beş eyvanlı bir havuz vardı. Bu eyvanlarda kör, topal, eli ayağı tutmayan büyük bir hasta kalabalığı yatardı. (Suyun çalkalanmasını beklerlerdi. Çünkü zaman zaman bir melek havuzun içine inerek suyu çalkalardı. Su çalkalandıktan sonra içine ilk dalan kimse, tutulduğu hastalıktan kurtulurdu.) Orada otuz sekiz yıldan beri hastalık çeken bir adam vardı. İsa onun yerde yattığını gördü. Adamın uzun süredir aynı durumda bulunduğunu bildiğinden, “İyi olmak ister misin?” diye sordu. Hasta, “Efendim, su çalkanır çalkanmaz beni havuza koyacak kimsem yok” diye karşılık verdi, “Ben davranırken başka biri benden önce atlıyor!” İsa, “Ayağa kalk” dedi, “Döşeğini kaldır ve yürü!” Adam o anda iyi oldu. Döşeğini kaldırıp yürüdü. Ne var ki, o gün Şabat'tı. Bu nedenle Yahudi yetkililer iyileşen adama, “Bugün Şabat'tır” dediler, “Döşeğini kaldırman yasal değildir.” Adam, “Beni iyi edenin kendisi, ‘Döşeğini kaldır ve yürü!’ dedi” diye yanıtladı. Bu kez, “Kim sana, döşeğini kaldır ve yürü dedi?” diye sordular. Ancak iyi edilen adam O'nun kim olduğundan habersizdi; çünkü orada çok insan toplanmış, İsa da gitmişti. Bundan sonra İsa onu tapınakta bulup, “Bak, iyi oldun” dedi, “Artık günah işleme ki, başına daha kötü bir şey gelmesin.” Adam gidip kendisini iyi edenin İsa olduğunu Yahudi yetkililere bildirdi. Bu yüzden Yahudi yetkililer İsa'ya saldırıda bulunmaya başladılar; çünkü bu işleri Şabat Günü'nde yapıyordu. İsa onları şöyle yanıtladı: “Babam şu ana dek çalışmasını sürdürüyor, ben de çalışıyorum.” İşte bu yüzden Yahudi yetkililer O'nu öldürmek için çabalarını artırdılar. Çünkü yalnız Şabat'ı bozmakla kalmamış, “Tanrı Babam'dır” diyerek kendisini Tanrı'yla bir tutmuştu. İsa onları şöyle yanıtladı: “Size doğrusunu söyleyeyim, Oğul kendiliğinden hiçbir şey yapamaz. Ancak Baba'nın yaptıklarını görerek onları yapar. Ve baba ne yaparsa, Oğul da O'nun gibi yapar. Çünkü Baba Oğul'u sever ve yaptıklarının tümünü O'na gösterir. Sizler şaşakalasınız diye O'na bunlardan daha yüce işler de gösterecektir. Baba nasıl ölüleri diriltip onlara yaşam sağlıyorsa, Oğul da istediklerine yaşam sağlar. Baba kimseyi kendisi yargılamaz. Tüm yargılama yetkisini Oğul'a vermiştir. Öyle ki, herkes Baba'ya saygı gösterdiği gibi, Oğul'a da saygı göstersin. Oğul'a saygı göstermeyen, O'nu gönderen Baba'ya da saygı göstermez. “Size doğrusunu söyleyeyim: Benim sözümü dinleyenin ve beni gönderene iman edenin sonsuz yaşamı vardır. O yargılanmayacaktır; ölümden yaşama geçmiştir. Size doğrusunu söyleyeyim: Saat geliyor, işte geldi bile. Ölüler Tanrı Oğlu'nun sesini işitecekler ve işitenler yaşayacaklar. Çünkü Baba nasıl her varlığın yaşam kaynağıysa, Oğul'un da her varlığa yaşam kaynağı olmasını sağladı. O'na yargılama yetkisini de verdi. Çünkü O İnsanoğlu'dur. Buna şaşmayın. Tüm mezarda yatanların O'nun sesini işiteceği zaman geliyor, onlar mezarlarından çıkacaklar. İyilik yapanlar yaşamak için, kötülük yapanlarsa yargılanmak için dirilecekler.” “Ben kendi kendime hiçbir şey yapamam; işittiğim gibi yargılarım. Benim yargılayışım doğrudur. Çünkü kendi isteğimi değil, beni gönderenin isteğini ararım.