HÂKİMLER 7:9-24
HÂKİMLER 7:9-24 Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001, 2008 (TCL02)
RAB aynı gece Gidyon'a, “Kalk, ordugaha saldır” dedi, “Çünkü orayı senin eline teslim ediyorum. Ordugaha yalnız gitmekten korkuyorsan, uşağın Pura'yı da yanına al. Midyanlılar'ın söylediklerine kulak kabart. O zaman ordugahlarına saldırmaya cesaret bulursun.” Böylece Gidyon uşağı Pura ile ordugahın yanına kadar sokuldu. Midyanlılar, Amalekliler ve öbür doğulu halklar çekirge sürüsü gibi vadiye yayılmışlardı. Kıyıların kumu kadar çok, sayısız develeri vardı. Gidyon ordugahın yanına vardığında, adamlardan biri arkadaşına gördüğü düşü anlatıyordu. “Bir düş gördüm” diyordu, “Arpa unundan yapılmış bir somun ekmek, Midyan ordugahına doğru yuvarlanarak çadıra kadar geldi, çadıra çarpıp onu devirdi, altüst etti. Çadır yerle bir oldu.” Adamın arkadaşı şöyle karşılık verdi: “Bu, İsrailli Yoaş oğlu Gidyon'un kılıcından başka bir şey değildir. Tanrı Midyan'ı ve bütün ordugahı onun eline teslim edecek.” Gidyon düşü ve yorumunu duyunca Tanrı'ya tapındı. İsrail ordugahına döndü ve adamlarına, “Kalkın! RAB Midyan ordugahını elinize teslim etti” dedi. Sonra üç yüz adamını üç bölüğe ayırdı. Hepsine borular, boş testiler ve testilerin içinde yakılmak üzere çıralar verdi. Onlara, “Gözünüz bende olsun” dedi, “Ben ne yaparsam siz de onu yapın. Ordugahın yanına vardığımda ne yaparsam siz de aynısını yapın. Ben ve yanımdakiler borularımızı çalınca, siz de ordugahın çevresinde durup borularınızı çalın ve, ‘RAB için ve Gidyon için!’ diye bağırın.” Gidyon ile yanındaki yüz kişi gece yarısından az önce, nöbetçi değişiminden hemen sonra ordugahın yanına vardılar; borularını çalmaya başlayıp ellerindeki testileri kırdılar. Üç bölük de borularını çalıp testileri kırdı. Çalacakları boruları sağ ellerinde, çıralarıysa sol ellerinde tutuyorlardı. “Yaşasın RAB'bin ve Gidyon'un kılıcı!” diye bağırdılar. Onlar ordugahın çevresinde dururken, ordugahtakilerin hepsi koşuşmaya, bağırıp kaçışmaya başladı. Üç yüz boru birden çalınca RAB ordugahtakilerin hepsini kılıçla birbirlerine saldırttı. Midyan ordusu Serera'ya doğru, Beytşitta'ya, Tabbat yakınındaki Avel-Mehola sınırına dek kaçtı. Naftali, Aşer ve bütün Manaşşe'den çağrılan İsrailliler Midyanlılar'ı kovalamaya başladılar. Gidyon, Efrayim'in dağlık bölgesine gönderdiği ulaklar aracılığıyla, “İnip Midyanlılar'a saldırın” dedi, “Önlerini kesmek için Şeria Irmağı'nın Beytbara'ya kadar uzanan bölümünü tutun.” Efrayimoğulları Şeria Irmağı'nın Beytbara'ya kadarki bölümünü ele geçirdiler.
HÂKİMLER 7:9-24 Turkish Bible Old Translation 1941 (KMEYA)
Ve vaki oldu ki, RAB o gece ona dedi: Kalk, ordugâha in, çünkü onu senin eline verdim. Ve eğer inmeğe korkuyorsan, uşağın Pura ile beraber ordugâha in; ve ne söyleştiklerini işiteceksin; ve ondan sonra ellerin kuvvetlenecek, ve ordugâha ineceksin. O zaman o ve uşağı Pura ordugâhının kenarında olan silâhlı adamların yanına indiler. Ve Midyanîler, ve Amalekîler, ve bütün şark oğulları çoklukça çekirge gibi derede yatıyorlardı; ve develerinin sayısı yoktu, çoklukça deniz kıyısındaki kum gibi. Ve Gideon geldi, ve işte, bir adam arkadaşına ruya anlatıyor ve diyordu: İşte, bir ruya gördüm; ve işte, Midyan ordugâhına arpa ekmeğinden bir somun yuvarlandı, ve çadıra kadar geldi, ve onu vurup düşürdü, onu alt üst etti, ve çadır yere serildi. Ve arkadaşı cevap verip dedi: Bu başka bir şey değildir, ancak İsrailî Yoaş oğlu Gideonun kılıcıdır; Allah Midyanı ve bütün orduyu onun eline verdi. Ve vaki oldu ki, Gideon ruyanın hikâyesini ve tabirini işitince, secde kıldı; ve İsrail ordugâhına dönüp dedi: Kalkın; çünkü RAB Midyan ordusunu elinize verdi. Ve üç yüz kişiyi üç bölüğe ayırdı, ve hepsinin eline borular, ve boş testiler, ve testiler içinde çerağlar verdi. Ve onlara dedi: Bana bakın, ve öyle yapın; ve işte, ben ordugâhın kenarına geldiğim zaman, vaki olacak ki, ben ne yaparsam siz de öyle yapacaksınız. Ben ve benimle beraber olanların hepsi boru çalınca, ordugâhın bütün çevresinde siz de boruları çalacaksınız, ve: RAB için ve Gideon için, diyeceksiniz. Ve Gideonla yanında olan yüz kişi, orta nöbetin başlangıcında, nöbetçileri henüz koydukları zaman ordugâhın kenarına vardılar; ve boruları çalıp ellerindeki testileri kırdılar. Üç bölük de boruları çalıp testileri kırdılar, ve çerağları sol ellerinde, ve çalmak için boruları sağ ellerinde tuttular; ve: RABBİN ve Gideonun kılıcı, diye bağırdılar. Ve ordugâhın çevresinde herkes kendi yerinde durdu; ve bütün ordu koşuştu; ve bağırıp onları kaçırdılar. Ve üç yüz boruyu çaldılar, ve RAB her birinin kılıcını arkadaşına karşı, ve bütün orduya karşı koydu; ve ordu Tsereraya doğru, Beyt-şittaya kadar, Tabbatın yanında olan Abel-mehola sınırına kadar kaçtı. Ve Naftaliden, ve Aşerden, ve bütün Manasseden İsrailîler toplandılar, ve Midyanın ardını kovaladılar. Ve Gideon bütün Efraim dağlığına ulaklar gönderip dedi: Midyana karşı inin, ve önlerinde Beyt-baraya kadar suları, Erdeni alın. Ve bütün Efraimîler toplandı, ve Beyt-baraya kadar suları, Erdeni aldılar.
HÂKİMLER 7:9-24 Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar (KKDEU)
RAB aynı gece Gidyon'a, “Kalk, ordugaha saldır” dedi, “Çünkü orayı senin eline teslim ediyorum. Ordugaha yalnız gitmekten korkuyorsan, uşağın Pura'yı da yanına al. Midyanlılar'ın söylediklerine kulak kabart. O zaman ordugahlarına saldırmaya cesaret bulursun.” Böylece Gidyon uşağı Pura ile ordugahın yanına kadar sokuldu. Midyanlılar, Amalekliler ve öbür doğulu halklar çekirge sürüsü gibi vadiye yayılmışlardı. Kıyıların kumu kadar çok, sayısız develeri vardı. Gidyon ordugahın yanına vardığında, adamlardan biri arkadaşına gördüğü düşü anlatıyordu. “Bir düş gördüm” diyordu, “Arpa unundan yapılmış bir somun ekmek, Midyan ordugahına doğru yuvarlanarak çadıra kadar geldi, çadıra çarpıp onu devirdi, altüst etti. Çadır yerle bir oldu.” Adamın arkadaşı şöyle karşılık verdi: “Bu, İsrailli Yoaş oğlu Gidyon'un kılıcından başka bir şey değildir. Tanrı Midyan'ı ve bütün ordugahı onun eline teslim edecek.” Gidyon düşü ve yorumunu duyunca Tanrı'ya tapındı. İsrail ordugahına döndü ve adamlarına, “Kalkın! RAB Midyan ordugahını elinize teslim etti” dedi. Sonra üç yüz adamını üç bölüğe ayırdı. Hepsine borular, boş testiler ve testilerin içinde yakılmak üzere çıralar verdi. Onlara, “Gözünüz bende olsun” dedi, “Ben ne yaparsam siz de onu yapın. Ordugahın yanına vardığımda ne yaparsam siz de aynısını yapın. Ben ve yanımdakiler borularımızı çalınca, siz de ordugahın çevresinde durup borularınızı çalın ve, ‘RAB için ve Gidyon için!’ diye bağırın.” Gidyon ile yanındaki yüz kişi gece yarısından az önce, nöbetçi değişiminden hemen sonra ordugahın yanına vardılar; borularını çalmaya başlayıp ellerindeki testileri kırdılar. Üç bölük de borularını çalıp testileri kırdı. Çalacakları boruları sağ ellerinde, çıralarıysa sol ellerinde tutuyorlardı. “Yaşasın RAB'bin ve Gidyon'un kılıcı!” diye bağırdılar. Onlar ordugahın çevresinde dururken, ordugahtakilerin hepsi koşuşmaya, bağırıp kaçışmaya başladı. Üç yüz boru birden çalınca RAB ordugahtakilerin hepsini kılıçla birbirlerine saldırttı. Midyan ordusu Serera'ya doğru, Beytşitta'ya, Tabbat yakınındaki Avel-Mehola sınırına dek kaçtı. Naftali, Aşer ve bütün Manaşşe'den çağrılan İsrailliler Midyanlılar'ı kovalamaya başladılar. Gidyon, Efrayim'in dağlık bölgesine gönderdiği ulaklar aracılığıyla, “İnip Midyanlılar'a saldırın” dedi, “Önlerini kesmek için Şeria Irmağı'nın Beytbara'ya kadar uzanan bölümünü tutun.” Efrayimoğulları Şeria Irmağı'nın Beytbara'ya kadarki bölümünü ele geçirdiler.