HÂKİMLER 5:1-31

HÂKİMLER 5:1-31 Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001, 2008 (TCL02)

Debora ile Avinoam oğlu Barak o gün şu ezgiyi söylediler: “İsrail'in önderleri başı çekince, Halk gönüllü olarak savaşınca RAB'be övgüler sunun. Dinleyin, ey krallar! Ey yönetenler, kulak verin! RAB'be ezgiler söyleyip İsrail'in Tanrısı RAB'bi ilahilerle öveceğim. Seir'den çıktığında, ya RAB, Edom kırlarından geçtiğinde, Yer sarsıldı, göklerden yağmur boşandı, Evet, bulutlar yağmur yağdırdı. Sina Dağı'nda olan RAB'bin, İsrail'in Tanrısı RAB'bin önünde Dağlar sarsıldı. Anat oğlu Şamgar zamanında, Yael zamanında kervanların ardı kesildi. Yolcular sapa yollardan gider oldu. Bomboştu İsrail'in köyleri, Ben İsrail'de ana olarak ortaya çıkıncaya dek, Ben Debora ortaya çıkıncaya dek İsrail'in köyleri bomboştu. Yeni ilahlar seçtikleri zaman Savaş kentin kapılarına dayandı. İsrail'deki kırk bin askerin elinde Ne kalkan ne de mızrak vardı. Yüreğim İsrail'i yönetenlerle Ve halkın arasındaki gönüllülerledir. RAB'be övgüler sunun! Ey semerleri pahalı boz eşeklere binenler, Ey yoldan yaya gidenler, dinleyin! Kuyu başındaki kalabalıklar RAB'bin zaferlerini, İsrail savaşçılarının zaferlerini anlatıyorlar. Ardından RAB'bin halkı kent kapılarına Akın etmeye başladı. Uyan, uyan Debora, uyan uyan! Söyle, ezgiler söyle! Ey Avinoam oğlu Barak, Kalk, götür tutsaklarını. Geriye kalanlar soyluların yanına geldi, RAB'bin halkı yiğitleriyle bana geldi. Amalek kökünden olanlar Efrayim'den geldi, Benyaminliler de seni izleyenlerin arasındaydı. Yöneticiler Makir'den, Başbuğ asasını taşıyanlar Zevulun'dan geldi. Debora'yla birlikteydi İssakar'ın beyleri. Evet, İssakaroğulları da Barak'ın ardından Hızla ovaya indi. Ama Ruben oymağının bölükleri Büyük bir kararsızlık içindeydi. Sürülerine kaval çalan çobanları Dinlemek için neden ağıllarda kaldılar? Evet, Ruben oymağının bölükleri Büyük bir kararsızlık içindeydi. Gilatlılar Şeria Irmağı'nın ötesinde kaldı, Dan oymağıysa gemilerde oyalandı. Aşer oymağı deniz kıyısında dinlendi, Koylarda yan gelip oturdu. Ama Zevulun ve Naftali halkları Tehlikeye attılar canlarını savaş alanında. Taanak'ta ve Megiddo sularının kıyısında Krallar gelip savaştılar. Kenan kralları da savaştı. Ancak ne gümüş ne ganimet aldılar. Yıldızlar göklerden savaşa katıldı. Göğü bir baştan öbür başa geçerken, Sisera'ya karşı savaştı. Kişon Irmağı, o eski ırmak, Süpürüp götürdü onları. Yürü, ey ruhum, üzerlerine güçle yürü! O zaman atlar dörtnala koştu. Güçlü atların toynakları Yerde izler bıraktı. RAB'bin meleği, ‘Meroz Kenti'ni lanetleyin’ dedi, ‘Halkına lanetler yağdırın. Çünkü RAB'bin yardımına, Zorbalara karşı RAB'bin yardımına koşmadılar.’ Kenliler'den Hever'in karısı Yael Kadınlar arasında alabildiğine kutsansın. Çadırlarda yaşayan kadınlar arasında Alabildiğine kutsansın. Sisera su istedi, Yael ona süt verdi. Soylulara yaraşır bir çanakla ayran sundu. Sol eline çadır kazığını, Sağ eline işçi tokmağını aldı. Vurdu, Sisera'nın başını ezdi. Şakağına çaktı kazığı, deldi geçirdi. Ayaklarının dibine çöktü, Yere serildi Sisera. Düşüp yığıldı Yael'in ayakları dibine, Yığıldığı yerde cansız kaldı. Sisera'nın annesi parmaklıkların ardından, Pencereden bakıp feryat etti: ‘Oğlumun savaş arabası Neden bu kadar gecikti, Nal sesleri neden duyulmuyor?’ Bilge kadınlar onu yanıtladılar. O da şöyle düşündü: ‘Ganimeti bulmuş, paylaşıyor olmalılar. Her yiğide bir ya da iki kız, Sisera'ya ganimet olarak rengarenk giysiler, Evet, işlemeli, rengarenk giysiler. Yağmacıların boyunları için İki yanı işlemeli renkli giysiler, Hepsi ganimet.’ Ya RAB, bütün düşmanların böyle yok olsun. Seni sevenlerse, Bütün gücüyle doğan güneş gibi olsunlar.” Bundan sonra ülke kırk yıl barış içinde yaşadı.

HÂKİMLER 5:1-31 Turkish Bible Old Translation 1941 (KMEYA)

V E o gün Debora ve Abinoam oğlu Barak terennüm edip dediler: Reisler İsrailde reislik ettikleri için, Kavm gönüllü olarak kendini verdiği için; RABBİ takdis edin. Ey kırallar, dinleyin; ey emîrler, kulak verin; RABBE ben, ben terennüm edeceğim; İsrailin Allahı RABBE taganni edeceğim. Ya RAB, Seirden çıktığın zaman, Edom kırından ilerlediğin zaman, Yer titredi, gökler de damlattılar, Evet, bulutlar su damlattılar. RABBİN önünde dağlar, O Sina da, İsrailin Allahı RABBİN önünde sarsıldı. Anat oğlu Şamgarın günlerinde, Yaelin günlerinde, kervanların ardı kesildi, Ve yolcular sapa yollardan giderlerdi. İsrailde hâkimlerin ardı kesilmişti, Ben, ana olarak İsrailde kalkıncıya kadar, Ben, Debora, kalkıncıya kadar onların ardı kesilmişti. Yeni ilâhlar seçtiler; O zaman kapılarda cenk vardı; İsrailde, kırk bin arasında, Kalkan yahut mızrak görüldü mü? Yüreğim İsraile hükmedenlere, Kavm arasında gönüllü olarak kendilerini verenleredir; RABBİ takdis edin. Ey beyaz eşeklere binenler, Ey halılar üzerinde oturanlar, Ve ey yolda yürüyenler, söyliyin. Ok atanların gürültüsünden uzakta, su çektikleri yerlerde, Orada RABBİN doğru işlerini, İsrailde saltanatının doğru işlerini anlatacaklar. O zaman RABBİN kavmı kapılara indiler. Uyan, ey Debora, uyan; Uyan, uyan, ilâhi oku; Kalk, ey Barak, ve ey Abinoam oğlu, esirlerini götür. O zaman eşrafın ve kavmın artakalanı indi; RAB benim için yiğitlere karşı indi. Efraimden Amalekte kökleşenler, Senin ardınca, ey Benyamin, senin adamların arasında; Makirden hükmedenler, Ve Zebulundan serdar asasını taşıyanlar indiler. Ve İssakar reisleri Debora ile idiler; İssakar nasılsa, Barak da öyle idi; Onun ardınca vadiye saldırıldılar. Ruben çayları yanında, yürekten büyük müzakereler oldu. Sürülere kaval çalınmasını dinlemek için, Ağıllar arasında niçin oturdun? Ruben çayları yanında, yürekten büyük müşavereler oldu. Gilead Erden ötesinde oturdu; Ve niçin Dan gemilerde kaldı? Aşer deniz kıyısında istirahat etti, Ve kendi çaylarının yanında oturdu. Meydanın yüksek yerlerinde Zebulun ile Naftali, Canlarını ölüm tehlikesine atan bir kavmdı. Kırallar gelip cenkettiler; Taanakta, Megiddo suları yanında, O zaman Kenân kıralları cenkettiler; Gümüş çapulu almadılar. Yıldızlar göklerden cenkettiler, Siseraya karşı medarlarından cenkettiler. Kişon ırmağı, o kadim ırmak, Kişon ırmağı onları sürüp götürdü. Ey canım, kuvveti ayak altına aldın. O zaman atların şahlanmasından, kuvvetlilerinin şahlanmasından, At tırnakları yere damga vurdular. RABBİN meleği dedi: Meroza lânet edin, Onun halkına ağır lânetle lânet edin, Çünkü RABBİN yardımına, Yiğitlere karşı RABBİN yardımına gelmediler. Kenî Heberin karısı Yael, Kadınlar arasında ziyadesile mubarek olsun; Çadır kadınları arasında ziyadesile mubarek olsun. Su istedi, Yael ona süt verdi; Beylerin çamçağında ayran sundu. Elini kazığa, Ve sağ elini işçilerin tokmağına saldı; Ve tokmakla Siserayı vurdu, başını ezdi; Ve kırıp şakaklarından deldi geçirdi. Ayakları dibine çöktü, düşüp yattı; Ayakları dibine çöktü, düştü; Çöktüğü yere cansız düştü. Siseranın anası, kafes arkasından, Pencereden baktı, ve bağırdı: Niçin onun cenk arabası o kadar ağır geliyor? Niçin arabalarının yürüyüşü gecikiyor? Hikmetli kadınları ona cevap verdiler, O da kendi kendine cevap verdi: Her yiğide birer, ikişer kız, Sisera için boyalı esvap çapulu, İşlenmiş boyalı esvap çapulu, Çapul olarak boynu için iki yanı işlenmiş boyalı esvap, Çapul malını bulup paylaşmadılar mı? Ya RAB, bütün düşmanların böyle yok olsunlar; Fakat seni sevenler kuvvetinde doğan güneş gibi olsunlar. Ve memleket kırk yıl rahat etti.

HÂKİMLER 5:1-31 Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar (KKDEU)

Debora ile Avinoam oğlu Barak o gün şu ezgiyi söylediler: “İsrail'in önderleri başı çekince, Halk gönüllü olarak savaşınca RAB'be övgüler sunun. Dinleyin, ey krallar! Ey yönetenler, kulak verin! RAB'be ezgiler söyleyip İsrail'in Tanrısı RAB'bi ilahilerle öveceğim. Seir'den çıktığında, ya RAB, Edom kırlarından geçtiğinde, Yer sarsıldı, göklerden yağmur boşandı, Evet, bulutlar yağmur yağdırdı. Sina Dağı'nda olan RAB'bin, İsrail'in Tanrısı RAB'bin önünde Dağlar sarsıldı. Anat oğlu Şamgar zamanında, Yael zamanında kervanların ardı kesildi. Yolcular sapa yollardan gider oldu. Bomboştu İsrail'in köyleri, Ben İsrail'de ana olarak ortaya çıkıncaya dek, Ben Debora ortaya çıkıncaya dek İsrail'in köyleri bomboştu. Yeni ilahlar seçtikleri zaman Savaş kentin kapılarına dayandı. İsrail'deki kırk bin askerin elinde Ne kalkan ne de mızrak vardı. Yüreğim İsrail'i yönetenlerle Ve halkın arasındaki gönüllülerledir. RAB'be övgüler sunun! Ey semerleri pahalı boz eşeklere binenler, Ey yoldan yaya gidenler, dinleyin! Kuyu başındaki kalabalıklar RAB'bin zaferlerini, İsrail savaşçılarının zaferlerini anlatıyorlar. Ardından RAB'bin halkı kent kapılarına Akın etmeye başladı. Uyan, uyan Debora, uyan uyan! Söyle, ezgiler söyle! Ey Avinoam oğlu Barak, Kalk, götür tutsaklarını. Geriye kalanlar soyluların yanına geldi, RAB'bin halkı yiğitleriyle bana geldi. Amalek kökünden olanlar Efrayim'den geldi, Benyaminliler de seni izleyenlerin arasındaydı. Yöneticiler Makir'den, Başbuğ asasını taşıyanlar Zevulun'dan geldi. Debora'yla birlikteydi İssakar'ın beyleri. Evet, İssakaroğulları da Barak'ın ardından Hızla ovaya indi. Ama Ruben oymağının bölükleri Büyük bir kararsızlık içindeydi. Sürülerine kaval çalan çobanları Dinlemek için neden ağıllarda kaldılar? Evet, Ruben oymağının bölükleri Büyük bir kararsızlık içindeydi. Gilatlılar Şeria Irmağı'nın ötesinde kaldı, Dan oymağıysa gemilerde oyalandı. Aşer oymağı deniz kıyısında dinlendi, Koylarda yan gelip oturdu. Ama Zevulun ve Naftali halkları Tehlikeye attılar canlarını savaş alanında. Taanak'ta ve Megiddo sularının kıyısında Krallar gelip savaştılar. Kenan kralları da savaştı. Ancak ne gümüş ne ganimet aldılar. Yıldızlar göklerden savaşa katıldı. Göğü bir baştan öbür başa geçerken, Sisera'ya karşı savaştı. Kişon Irmağı, o eski ırmak, Süpürüp götürdü onları. Yürü, ey ruhum, üzerlerine güçle yürü! O zaman atlar dörtnala koştu. Güçlü atların toynakları Yerde izler bıraktı. RAB'bin meleği, ‘Meroz Kenti'ni lanetleyin’ dedi, ‘Halkına lanetler yağdırın. Çünkü RAB'bin yardımına, Zorbalara karşı RAB'bin yardımına koşmadılar.’ Kenliler'den Hever'in karısı Yael Kadınlar arasında alabildiğine kutsansın. Çadırlarda yaşayan kadınlar arasında Alabildiğine kutsansın. Sisera su istedi, Yael ona süt verdi. Soylulara yaraşır bir çanakla ayran sundu. Sol eline çadır kazığını, Sağ eline işçi tokmağını aldı. Vurdu, Sisera'nın başını ezdi. Şakağına çaktı kazığı, deldi geçirdi. Ayaklarının dibine çöktü, Yere serildi Sisera. Düşüp yığıldı Yael'in ayakları dibine, Yığıldığı yerde cansız kaldı. Sisera'nın annesi parmaklıkların ardından, Pencereden bakıp feryat etti: ‘Oğlumun savaş arabası Neden bu kadar gecikti, Nal sesleri neden duyulmuyor?’ Bilge kadınlar onu yanıtladılar. O da şöyle düşündü: ‘Ganimeti bulmuş, paylaşıyor olmalılar. Her yiğide bir ya da iki kız, Sisera'ya ganimet olarak rengarenk giysiler, Evet, işlemeli, rengarenk giysiler. Yağmacıların boyunları için İki yanı işlemeli renkli giysiler, Hepsi ganimet.’ Ya RAB, bütün düşmanların böyle yok olsun. Seni sevenlerse, Bütün gücüyle doğan güneş gibi olsunlar.” Bundan sonra ülke kırk yıl barış içinde yaşadı.

YouVersion, deneyiminizi kişiselleştirmek için tanımlama bilgileri kullanır. Web sitemizi kullanarak, Gizlilik Politikamızda açıklandığı şekilde çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz