HÂKİMLER 16:1-31

HÂKİMLER 16:1-31 Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001, 2008 (TCL02)

Şimşon bir gün Gazze'ye gitti. Orada gördüğü bir fahişenin evine girdi. Gazzeliler'e, “Şimşon buraya geldi” diye haber verilince çevreyi kuşattılar. Bütün gece kentin kapısında pusuya yattılar. “Gün ağarınca onu öldürürüz” diyerek gece boyunca yerlerinden kımıldamadılar. Şimşon gece yarısına dek yattı. Gece yarısı kalktı, kent kapısının iki kanadıyla iki direğini tutup sürgüyle birlikte yerlerinden söktü. Hepsini omuzlayıp Hevron'un karşısındaki tepeye çıkardı. Bir süre sonra Şimşon Sorek Vadisi'nde yaşayan Delila adında bir kadına aşık oldu. Filist beyleri kadına gelip, “Şimşon'un üstün gücünün kaynağı nedir, onu kandırıp öğrenmeye bak” dediler, “Böylece belki onu bağlar, etkisiz hale getirip yenebiliriz. Her birimiz sana bin yüzer parça gümüş vereceğiz.” Bunun üzerine Delila Şimşon'a, “Lütfen, söyle bana, bu üstün gücü nereden alıyorsun?” diye sordu, “Seni bağlayıp yenmek olası mı?” Şimşon, “Beni kurumamış yedi taze sırımla bağlarlarsa sıradan bir adam gibi güçsüz olurum” dedi. Bunun üzerine Filist beyleri Delila'ya kurumamış yedi taze sırım getirdiler. Delila bunlarla Şimşon'u bağladı. Adamları bitişik odada pusuya yatmıştı. Delila, “Şimşon, Filistliler geldi!” dedi. Şimşon sırımları ateş değdiğinde dağılıveren kendir lifleri gibi koparıp attı. Gücünün sırrını vermemişti. Delila, “Beni kandırdın, bana yalan söyledin” dedi, “Lütfen söyle bana, seni neyle bağlamalı?” Şimşon, “Beni hiç kullanılmamış yeni urganla sımsıkı bağlarlarsa sıradan bir adam gibi güçsüz olurum” dedi. Böylece Delila yeni urgan alıp Şimşon'u bağladı. Sonra, “Şimşon, Filistliler geldi!” dedi. Adamlar hâlâ bitişik odada pusu kurmuş bekliyorlardı. Şimşon urganları iplik koparır gibi koparıp kollarından sıyırdı. Delila ona, “Şimdiye kadar beni hep kandırdın, bana yalan söyledin” dedi, “Söyle bana, seni neyle bağlamalı?” Şimşon, “Başımdaki yedi örgüyü dokuma tezgahındaki kumaşla birlikte dokuyup kazıkla burarsan sıradan bir adam gibi güçsüz olurum” dedi. Şimşon uyurken Delila onun başındaki yedi örgüyü dokuma tezgahındaki kumaşla birlikte dokuyup kazıkla burdu. Sonra, “Şimşon, Filistliler geldi!” dedi. Şimşon uykusundan uyandı, saçını tezgah kazığından ve kumaştan çekip kurtardı. Delila, “Bana güvenmiyorsan nasıl olur da, ‘Seni seviyorum’ diyorsun?” dedi, “Üç kezdir beni kandırıyorsun, üstün gücünün nereden geldiğini söylemiyorsun.” Bu sözlerle Şimşon'u sıkıştırıp günlerce başını ağrıttı. Sonunda Şimşon dayanamayıp yüreğini kadına tümüyle açtı. “Başıma hiç ustura değmedi” dedi, “Çünkü ben ana rahmindeyken Tanrı'ya adanmışım. Tıraş olursam gücümü yitiririm. Sıradan bir adam gibi güçsüz olurum.” Delila Şimşon'un gerçeği söylediğini anlayınca haber gönderip Filist beylerini çağırttı. “Bir kez daha gelin” dedi, “Şimşon bana gerçeği söyledi.” Kadının yanına gelen Filist beyleri gümüşü de birlikte getirdiler. Delila Şimşon'u dizleri üzerinde uyuttuktan sonra adamlardan birini çağırtıp başındaki yedi örgüyü kestirdi. Sonra alay ederek onu dürtüklemeye başladı. Çünkü Şimşon gücünü yitirmişti. Delila, “Şimşon, Filistliler geldi!” dedi. Şimşon uyandı ve, “Her zamanki gibi kalkıp silkinirim” diye düşündü. RAB'bin kendisinden ayrıldığını bilmiyordu. Filistliler onu yakalayıp gözlerini oydular. Gazze'ye götürüp tunç zincirlerle bağladılar, cezaevinde değirmen taşına koştular. Bu arada Şimşon'un kesilen saçları uzamaya başladı. Filist beyleri ilahları Dagon'un onuruna çok sayıda kurban kesip eğlenmek için toplandılar. “İlahımız, düşmanımız Şimşon'u elimize teslim etti” dediler. Halk Şimşon'u görünce kendi ilahlarını övmeye başladı. “İlahımız ülkemizi yakıp yıkan, Birçoğumuzu öldüren Düşmanımızı elimize teslim etti” diyorlardı. İyice coşunca, “Şimşon'u getirin, bizi eğlendirsin” dediler. Şimşon'u cezaevinden getirip oynatmaya başladılar, sonra sütunların arasında durdurdular. Şimşon, elinden tutan gence, “Beni tapınağın damını taşıyan sütunların yanına götür de onlara yaslanayım” dedi. Tapınak erkeklerle, kadınlarla doluydu. Bütün Filist beyleri de oradaydı. Üç bin kadar kadın erkek Şimşon'un oynayışını damdan seyrediyordu. Şimşon RAB'be yakarmaya başladı: “Ey Egemen RAB, lütfen beni anımsa. Ey Tanrı, bir kez daha beni güçlendir; Filistliler'den bir vuruşta iki gözümün öcünü alayım.” Sonra tapınağın damını taşıyan iki ana sütunun ortasında durup sağ eliyle birini, sol eliyle ötekini kavradı. “Filistliler'le birlikte öleyim” diyerek bütün gücüyle sütunlara yüklendi. Tapınak Filist beylerinin ve bütün içindekilerin üzerine çöktü. Böylece Şimşon ölürken, yaşamı boyunca öldürdüğünden daha çok insan öldürdü. Şimşon'un kardeşleriyle babası Manoah'ın bütün ailesi onun ölüsünü almaya geldiler. Şimşon'u götürüp babasının Sora ile Eştaol arasındaki mezarına gömdüler. Şimşon İsrail'i yirmi yıl süreyle yönetmişti.

HÂKİMLER 16:1-31 Turkish Bible Old Translation 1941 (KMEYA)

V E Şimşon Gazaya gitti, ve orada bir fahişe görüp yanına girdi. Ve Gazalılara: Şimşon buraya geldi, diye haber verildi. Ve etrafını aldılar, ve bütün gece şehrin kapısında ona karşı pusuya yattılar, ve: Gün ağarınca onu öldürürüz, diyerek bütün gece kımıldamadılar. Ve Şimşon gece yarısına kadar yattı, ve gece yarısı kalktı, ve şehir kapısının kanatlarını ve iki süvesini tuttu, ve sürgü ile beraber onları kopardı, ve onları omuzları üzerine alıp Hebron karşısındaki dağın tepesine çıkardı. Ve ondan sonra vaki oldu ki, Sorek vadisinde bir kadını sevdi, ve onun adı Delila idi. Ve Filistîlerin beyleri kadının yanına çıkıp ona dediler: Onu kandır, ve bak onun büyük kuvveti nededir, ve onu bağlıyıp alçaltmak için ne ile başa çıkabiliriz; ve biz her birimiz sana bin yüz parça gümüş veririz. Ve Delila Şimşona dedi: Rica ederim, bana bildir, senin büyük kuvvetin nededir, ve seni alçaltmak için ne ile bağlanabilirsin. Ve Şimşon ona dedi: Eğer beni kurumamış yedi taze kirişle bağlarlarsa, o zaman zayıf olurum, ve başka bir adam gibi olurum. Ve Filistîlerin beyleri kadının yanına kurumamış yedi taze kiriş çıkardılar, ve onlarla Şimşonu bağladı. Ve iç odada kadının pusuda yatan adamları vardı. Ve kadın ona dedi: Filistîler senin üzerine geldiler, ey Şimşon! Ve kirişleri kıtık teli ateşe dokunduğu zaman kırıldığı gibi kırdı. Ve kuvveti bilinmedi. Ve Delila Şimşona dedi: İşte, benimle eğlendin, ve bana yalanlar söyledin; şimdi rica ederim bana bildir, ne ile bağlanabilirsin? Ve ona dedi: Eğer işte kullanılmamış yeni iplerle beni iyice bağlarlarsa, o zaman zayıf olurum, ve başka bir adam gibi olurum. Ve Delila yeni ipler aldı, ve onlarla Şimşonu bağlıyıp ona dedi: Filistîler senin üzerine geldiler, ey Şimşon! Ve pusuda yatanlar iç odada oturuyorlardı. Ve kolları üzerinden onları iplik gibi kırdı. Ve Delila Şimşona dedi: Şimdiye kadar benimle eğlendin, ve bana yalanlar söyledin; bana bildir, ne ile bağlanabilirsin? Ve kadına dedi: Eğer başımın yedi örgüsünü dokuma ile beraber dokursan. Ve kadın kazıkla pekiştirdi, ve ona dedi: Filistîler senin üzerine geldiler, ey Şimşon! Ve uykusundan uyandı, ve tezgâh kazığını, ve dokumayı kopardı. Ve ona dedi: Yüreğin benimle değilken nasıl: Seni seviyorum, diyorsun? Bu üç keredir benimle eğlendin, ve büyük kuvvetin nede olduğunu bana bildirmedin. Ve vaki oldu ki, sözlerile her gün onu sıkıştırıp kendisine baş ağrısı olunca canı ölüm derecesinde daraldı. Ve kadına bütün yüreğini açıp ona dedi: Başıma ustura değmemiştir; çünkü ben ana rahminden Allaha nezîrim; eğer tıraş olursam, o zaman kuvvetim benden gider, ve zayıf olup başka her adam gibi olurum. Ve Delila bütün yüreğini kendisine açtığını görünce haber gönderdi, ve Filistîlerin beylerini çağırıp dedi: Bu sefer de çıkın, çünkü bütün yüreğini bana açtı. Ve Filistîlerin beyleri kadının yanına çıktılar, ve gümüşü ellerinde getirdiler. Ve dizleri üzerinde onu uyuttu; ve bir adam çağırıp başının yedi örgü saçını tıraş ettirdi; ve onu alçaltmağa başladı, ve üzerinden kuvveti gitti. Ve kadın dedi: Filistîler senin üzerine geldiler, ey Şimşon! Ve uykusundan uyanıp dedi: Başka defalar olduğu gibi çıkar silkinirim. Fakat RABBİN kendisinden ayrılmış olduğunu bilmiyordu. Ve Filistîler onu yakalıyıp gözlerini çıkardılar; ve onu Gazaya indirdiler, ve onu tunç zincirlerle bağladılar; ve hapishanede değirmen çeviriyordu. Ve tıraş olduktan sonra başının saçı bitmeğe başladı. Ve Filistîlerin beyleri ilâhları Dagona büyük kurban kesmek ve şenlik etmek için toplandılar; ve dediler: Düşmanımız Şimşonu ilâhımız bizim elimize verdi. Ve kavm onu görüp ilâhlarına hamdettiler; çünkü dediler: Memleketimizi harap eden, bizden bir çoklarını öldüren düşmanımızı ilâhımız bizim elimize verdi. Ve vaki oldu ki, yürekleri sevinince dediler: Şimşonu çağırın da bizi eğlendirsin. Ve Şimşonu hapishaneden çağırdılar; ve önlerinde oynadı. Ve onu direkler arasında durdurdular; ve Şimşon elinden tutan gence dedi: Beni bırak da, evin üzerlerinde durmakta olduğu direklere dokunayım, ve onlara dayanayım. Ve ev erkekler ve kadınlarla dolu idi; ve Filistîlerin bütün beyleri orada idiler; ve Şimşonun oynamasını seyreden üç bin kadar erkek ve kadın damın üzerinde idiler. Ve Şimşon RABBE feryat edip dedi: Ya Rab Yehova, niyaz ederim, beni hatırla, ve niyaz ederim, ancak bu kerelik, ey Allah, beni kuvvetlendir de Filistîlerden iki gözüm için birden öç alayım. Ve evin üzerinde durmakta olduğu iki orta direği Şimşon tuttu, ve onlara, sağ elile birine, ve sol elile obirine dayandı. Ve Şimşon: Filistîlerle beraber öleyim, dedi. Ve bütün kuvvetile iğildi; ve ev beylerin üzerine, ve içinde olan bütün kavmın üzerine düştü. Ve kendi ölümünde öldürdüğü ölüler hayatında öldürdüğünden fazla idi. Ve kardeşleri ve babasının bütün evi indiler, ve onu kaldırıp çıkardılar, ve onu Tsora ile Eştaol arasında babası Manoahın kabrine gömdüler. Ve o İsraile yirmi yıl hükmetmişti.

HÂKİMLER 16:1-31 Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar (KKDEU)

Şimşon bir gün Gazze'ye gitti. Orada gördüğü bir fahişenin evine girdi. Gazzeliler'e, “Şimşon buraya geldi” diye haber verilince çevreyi kuşattılar. Bütün gece kentin kapısında pusuya yattılar. “Gün ağarınca onu öldürürüz” diyerek gece boyunca yerlerinden kımıldamadılar. Şimşon gece yarısına dek yattı. Gece yarısı kalktı, kent kapısının iki kanadıyla iki direğini tutup sürgüyle birlikte yerlerinden söktü. Hepsini omuzlayıp Hevron'un karşısındaki tepeye çıkardı. Bir süre sonra Şimşon Sorek Vadisi'nde yaşayan Delila adında bir kadına aşık oldu. Filist beyleri kadına gelip, “Şimşon'un üstün gücünün kaynağı nedir, onu kandırıp öğrenmeye bak” dediler, “Böylece belki onu bağlar, etkisiz hale getirip yenebiliriz. Her birimiz sana bin yüzer parça gümüş vereceğiz.” Bunun üzerine Delila Şimşon'a, “Lütfen, söyle bana, bu üstün gücü nereden alıyorsun?” diye sordu, “Seni bağlayıp yenmek olası mı?” Şimşon, “Beni kurumamış yedi taze sırımla bağlarlarsa sıradan bir adam gibi güçsüz olurum” dedi. Bunun üzerine Filist beyleri Delila'ya kurumamış yedi taze sırım getirdiler. Delila bunlarla Şimşon'u bağladı. Adamları bitişik odada pusuya yatmıştı. Delila, “Şimşon, Filistliler geldi!” dedi. Şimşon sırımları ateş değdiğinde dağılıveren kendir lifleri gibi koparıp attı. Gücünün sırrını vermemişti. Delila, “Beni kandırdın, bana yalan söyledin” dedi, “Lütfen söyle bana, seni neyle bağlamalı?” Şimşon, “Beni hiç kullanılmamış yeni urganla sımsıkı bağlarlarsa sıradan bir adam gibi güçsüz olurum” dedi. Böylece Delila yeni urgan alıp Şimşon'u bağladı. Sonra, “Şimşon, Filistliler geldi!” dedi. Adamlar hâlâ bitişik odada pusu kurmuş bekliyorlardı. Şimşon urganları iplik koparır gibi koparıp kollarından sıyırdı. Delila ona, “Şimdiye kadar beni hep kandırdın, bana yalan söyledin” dedi, “Söyle bana, seni neyle bağlamalı?” Şimşon, “Başımdaki yedi örgüyü dokuma tezgahındaki kumaşla birlikte dokuyup kazıkla burarsan sıradan bir adam gibi güçsüz olurum” dedi. Şimşon uyurken Delila onun başındaki yedi örgüyü dokuma tezgahındaki kumaşla birlikte dokuyup kazıkla burdu. Sonra, “Şimşon, Filistliler geldi!” dedi. Şimşon uykusundan uyandı, saçını tezgah kazığından ve kumaştan çekip kurtardı. Delila, “Bana güvenmiyorsan nasıl olur da, ‘Seni seviyorum’ diyorsun?” dedi, “Üç kezdir beni kandırıyorsun, üstün gücünün nereden geldiğini söylemiyorsun.” Bu sözlerle Şimşon'u sıkıştırıp günlerce başını ağrıttı. Sonunda Şimşon dayanamayıp yüreğini kadına tümüyle açtı. “Başıma hiç ustura değmedi” dedi, “Çünkü ben ana rahmindeyken Tanrı'ya adanmışım. Tıraş olursam gücümü yitiririm. Sıradan bir adam gibi güçsüz olurum.” Delila Şimşon'un gerçeği söylediğini anlayınca haber gönderip Filist beylerini çağırttı. “Bir kez daha gelin” dedi, “Şimşon bana gerçeği söyledi.” Kadının yanına gelen Filist beyleri gümüşü de birlikte getirdiler. Delila Şimşon'u dizleri üzerinde uyuttuktan sonra adamlardan birini çağırtıp başındaki yedi örgüyü kestirdi. Sonra alay ederek onu dürtüklemeye başladı. Çünkü Şimşon gücünü yitirmişti. Delila, “Şimşon, Filistliler geldi!” dedi. Şimşon uyandı ve, “Her zamanki gibi kalkıp silkinirim” diye düşündü. RAB'bin kendisinden ayrıldığını bilmiyordu. Filistliler onu yakalayıp gözlerini oydular. Gazze'ye götürüp tunç zincirlerle bağladılar, cezaevinde değirmen taşına koştular. Bu arada Şimşon'un kesilen saçları uzamaya başladı. Filist beyleri ilahları Dagon'un onuruna çok sayıda kurban kesip eğlenmek için toplandılar. “İlahımız, düşmanımız Şimşon'u elimize teslim etti” dediler. Halk Şimşon'u görünce kendi ilahlarını övmeye başladı. “İlahımız ülkemizi yakıp yıkan, Birçoğumuzu öldüren Düşmanımızı elimize teslim etti” diyorlardı. İyice coşunca, “Şimşon'u getirin, bizi eğlendirsin” dediler. Şimşon'u cezaevinden getirip oynatmaya başladılar, sonra sütunların arasında durdurdular. Şimşon, elinden tutan gence, “Beni tapınağın damını taşıyan sütunların yanına götür de onlara yaslanayım” dedi. Tapınak erkeklerle, kadınlarla doluydu. Bütün Filist beyleri de oradaydı. Üç bin kadar kadın erkek Şimşon'un oynayışını damdan seyrediyordu. Şimşon RAB'be yakarmaya başladı: “Ey Egemen RAB, lütfen beni anımsa. Ey Tanrı, bir kez daha beni güçlendir; Filistliler'den bir vuruşta iki gözümün öcünü alayım.” Sonra tapınağın damını taşıyan iki ana sütunun ortasında durup sağ eliyle birini, sol eliyle ötekini kavradı. “Filistliler'le birlikte öleyim” diyerek bütün gücüyle sütunlara yüklendi. Tapınak Filist beylerinin ve bütün içindekilerin üzerine çöktü. Böylece Şimşon ölürken, yaşamı boyunca öldürdüğünden daha çok insan öldürdü. Şimşon'un kardeşleriyle babası Manoah'ın bütün ailesi onun ölüsünü almaya geldiler. Şimşon'u götürüp babasının Sora ile Eştaol arasındaki mezarına gömdüler. Şimşon İsrail'i yirmi yıl süreyle yönetmişti.