MISIR'DAN ÇIKIŞ 9:1-35

MISIR'DAN ÇIKIŞ 9:1-35 Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001, 2008 (TCL02)

RAB Musa'ya şöyle dedi: “Firavunun yanına git ve ona de ki, ‘İbraniler'in Tanrısı RAB şöyle diyor: Halkımı salıver, bana tapsınlar. Salıvermeyi reddeder, onları tutmakta diretirsen, RAB'bin eli kırlardaki hayvanlarınızı –atları, eşekleri, develeri, sığırları, davarları– büyük kırıma uğratarak sizi cezalandıracak. RAB İsrailliler'le Mısırlılar'ın hayvanlarına farklı davranacak. İsrailliler'in hayvanlarından hiçbiri ölmeyecek.’ ” RAB zamanı da belirleyerek, “Yarın ülkede bunu yapacağım” dedi. Ertesi gün RAB dediğini yaptı: Mısırlılar'ın hayvanları büyük çapta öldü. Ama İsrailliler'in hayvanlarından hiçbiri ölmedi. Firavun adam gönderdi, İsrailliler'in bir tek hayvanının bile ölmediğini öğrendi. Öyleyken, inat etti ve halkı salıvermedi. RAB Musa'yla Harun'a, “Yanınıza iki avuç dolusu ocak kurumu alın” dedi, “Musa kurumu firavunun önünde göğe doğru savursun. Kurum bütün Mısır'ın üzerinde ince bir toza dönüşecek; ülkenin her yanındaki insanların, hayvanların bedenlerinde irinli çıbanlar çıkacak.” Böylece Musa'yla Harun ocak kurumu alıp firavunun önünde durdular. Musa kurumu göğe doğru savurdu. İnsanlarda ve hayvanlarda irinli çıbanlar çıktı. Büyücüler çıbandan ötürü Musa'nın karşısında duramaz oldular. Çünkü bütün Mısırlılar'da olduğu gibi onlarda da çıbanlar çıkmıştı. RAB firavunu inatçı yaptı, RAB'bin Musa'ya söylediği gibi, firavun Musa'yla Harun'u dinlemedi. RAB Musa'ya şöyle dedi: “Sabah erkenden kalkıp firavunun huzuruna çık, de ki, ‘İbraniler'in Tanrısı RAB şöyle diyor: Halkımı salıver, bana tapsınlar. Yoksa bu kez senin, görevlilerinin, halkının üzerine bütün belalarımı yağdıracağım. Öyle ki, bu dünyada benim gibisi olmadığını öğrenesin. Çünkü elimi kaldırıp seni ve halkını salgın hastalıkla vurmuş olsaydım, yeryüzünden silinmiş olurdun. Gücümü sana göstermek, adımı bütün dünyaya tanıtmak için seni ayakta tuttum. Hâlâ halkımı salıvermiyor, onlara üstünlük taslıyorsun. Bu yüzden, yarın bu saatlerde Mısır'a tarihinde görülmemiş ağır bir dolu yağdıracağım. Şimdi buyruk ver, hayvanların ve kırda neyin varsa hepsi sığınaklara konsun. Dolu yağınca, eve getirilmeyen, kırda kalan bütün insanlarla hayvanlar ölecek.’ ” Firavunun görevlileri arasında RAB'bin uyarısından korkanlar köleleriyle hayvanlarını çabucak evlerine getirdiler. RAB'bin uyarısını önemsemeyenler ise köleleriyle hayvanlarını tarlada bıraktı. RAB Musa'ya, “Elini göğe doğru uzat” dedi, “Mısır'ın her yerine, insanların, hayvanların, kırdaki bütün bitkilerin üzerine dolu yağsın.” Musa değneğini göğe doğru uzatınca RAB gök gürlemeleri ve dolu gönderdi. Yıldırım düştü. RAB Mısır'a dolu yağdırdı. Şiddetli dolu yağıyor, sürekli şimşek çakıyordu. Mısır Mısır olalı böylesi bir dolu görmemişti. Dolu Mısır'da insandan hayvana dek kırdaki her şeyi, bütün bitkileri mahvetti, bütün ağaçları kırdı. Yalnız İsrailliler'in yaşadığı Goşen bölgesine dolu düşmedi. Firavun Musa'yla Harun'u çağırtarak, “Bu kez günah işledim” dedi, “RAB haklı, ben ve halkım haksızız. RAB'be dua edin, yeter bu gök gürlemeleri ve dolu. Sizi salıvereceğim, artık burada kalmayacaksınız.” Musa, “Kentten çıkınca, ellerimi RAB'be uzatacağım” dedi, “Gök gürlemeleri duracak, artık dolu yağmayacak. Böylece dünyanın RAB'be ait olduğunu bileceksin. Ama biliyorum, sen ve görevlilerin RAB Tanrı'dan hâlâ korkmuyorsunuz.” Keten ve arpa mahvolmuştu; çünkü arpa başak vermiş, keten çiçek açmıştı. Ama buğday ve kızıl buğday henüz bitmediği için zarar görmemişti. Musa firavunun yanından ayrılıp kentten çıktı. Ellerini RAB'be uzattı. Gök gürlemesi ve dolu durdu, yağmur dindi. Firavun yağmurun, dolunun, gök gürlemesinin kesildiğini görünce, yine günah işledi. Hem kendisi, hem görevlileri inat ettiler. RAB'bin Musa aracılığıyla söylediği gibi, firavun inat ederek İsrailliler'i salıvermedi.

MISIR'DAN ÇIKIŞ 9:1-35 Turkish Bible Old Translation 1941 (KMEYA)

V E RAB Musaya dedi: Firavunun yanına gir, ve ona söyle: İbranîlerin Allahı RAB şöyle diyor: Kavmımı salıver ki, bana ibadet etsinler. Yoksa eğer sen onları salıvermek istemezsen, ve onları daha tutarsan, işte, RABBİN eli kırda olan hayvanların üzerinde, atların üzerinde, eşeklerin üzerinde, develerin üzerinde, sığırların üzerinde, ve koyunların üzerinde olacak; çok ağır kırgın olacak. Ve RAB İsrailin hayvanları ile Mısırlıların hayvanları arasında fark koyacak; ve İsrail oğullarına ait olanların hepsinden bir şey ölmiyecektir. Ve RAB muayyen vakit tayin edip dedi: RAB memlekette bu şeyi yarın yapacaktır. Ve RAB bu şeyi ertesi gün yaptı; ve Mısırlıların bütün hayvanları öldüler; fakat İsrail oğullarının hayvanlarından bir tane ölmedi. Ve Firavun adam gönderdi, ve işte, İsrail hayvanlarından bir tane bile ölmemişti. Fakat Firavunun yüreği inatçı idi, ve kavmı salıvermedi. Ve RAB Musa ile Haruna dedi: Yanınıza avuçlarınızın dolusu ocak külü alın, ve Musa Firavunun gözü önünde göke doğru saçsın. Ve bütün Mısır diyarı üzerinde ince bir toz olacak, ve bütün Mısır diyarında insan ve hayvan üzerinde irin çıkaran çıban olacak. Ve ocak külü alıp Firavunun önünde durdular; ve Musa onu göke doğru saçtı, ve insanda ve hayvanda irin çıkaran çıban oldu. Ve sihirbazlar çıbandan dolayı Musanın önünde duramadılar; çünkü sihirbazlarda ve bütün Mısırlılarda çıbanlar vardı. Ve RAB Firavunun yüreğini katılaştırdı; ve RABBİN Musaya söylediği gibi onları dinlemedi. Ve RAB Musaya dedi: Sabahlayın erken kalk, ve Firavunun önünde durup ona de: İbranîlerin Allahı RAB şöyle diyor: Kavmımı salıver ki, bana ibadet etsinler. Çünkü bütün dünyada benim gibisi olmadığını bilesin diye bu defa senin yüreğine ve kullarına ve kavmına bütün belâlarımı göndereceğim. Çünkü şimdi elimi uzatmış olsa idim, ve seni ve kavmını veba ile vurmuş olsa idim, sen de yerden kesilmiş olurdun; fakat gerçekten bunun için, ismim bütün dünyada ilân olunsun diye sende kudretimi göstermek için, seni durdurdum. Kavmımı salıvermemek için onlara karşı hâlâ kendini yükseltiyor musun? İşte, ben yarın bu vakte doğru, kurulduğu günden şimdiye kadar Mısırda onun gibisi olmamış, çok ağır dolu yağdıracağım. Ve şimdi hayvanlarını, ve kırda sana ait olan her şeyi kaçır; çünkü kırda bulunan bütün insanlar ve hayvanlar eve getirilmezlerse, onların üzerine dolu inecek, ve öleceklerdir. Firavunun kulları arasında RABBİN sözünden korkan, kullarını ve hayvanlarını evlere kaçırdı; ve RABBİN sözüne ehemmiyet vermiyen, kullarını ve hayvanlarını tarlada bıraktı. Ve RAB Musaya dedi: Elini göke doğru uzat, bütün Mısır diyarında insan üzerine, ve hayvan üzerine, Mısır diyarında olan kırın bütün otu üzerine dolu yağsın. Ve Musa değneğini göke doğru uzattı; ve RAB gök gürlemeleri ve dolu gönderdi, ve ateş yere indi, ve RAB Mısır diyarı üzerine dolu yağdırdı. Böylece çok ağır dolu vardı, ve doluya ateş karışmıştı, bir millet olduğu vakitten beri bütün Mısır diyarında onun gibisi olmamıştı. Ve dolu bütün Mısır diyarında insandan hayvana kadar bütün kırda olan her şeyi vurdu; ve kırın bütün otunu vurdu, ve kırda olan her ağacı kırdı. Ancak İsrail oğullarının bulunduğu Goşen diyarında dolu olmadı. Ve Firavun gönderip Musayı ve Harunu çağırdı, ve onlara dedi: Bu defa suç ettim; RAB âdildir, ve ben ve kavmım kötüyüz. RABBE yalvarın; bu kuvvetli gök gürlemeleri ve dolu yeter; ve sizi salıvereceğim, ve artık durmıyacaksınız. Ve Musa ona dedi: Şehirden çıkınca, ellerimi RABBE uzatacağım; dünya RABBİN olduğunu bilesin diye bu gök gürlemeleri duracak, ve artık dolu yağmıyacaktır. Fakat sana ve senin kullarına gelince, RAB Allahtan daha korkmıyacağınızı bilirim. Ve keten ile arpa vuruldular; çünkü arpa başaklanmış ve keten çiçeklenmişti. Fakat buğday ve çavdar vurulmadılar; çünkü onlar bitmemişlerdi. Ve Musa Firavunun yanından, şehirden çıktı, ve ellerini RABBE uzattı; ve gök gürlemeleri ve dolu durdu, ve yağmur yere dökülmedi. Ve Firavun yağmurun ve dolu ile gök gürlemelerinin durduğunu görünce yine suç etti, ve kendisi ve kulları yüreklerini katılaştırdılar. Ve Firavunun yüreği katılaştı, ve RABBİN Musa vasıtası ile söylediği gibi İsrail oğullarını salıvermedi.

MISIR'DAN ÇIKIŞ 9:1-35 Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar (KKDEU)

RAB Musa'ya şöyle dedi: “Firavunun yanına git ve ona de ki, ‘İbraniler'in Tanrısı RAB şöyle diyor: Halkımı salıver, bana tapsınlar. Salıvermeyi reddeder, onları tutmakta diretirsen, RAB'bin eli kırlardaki hayvanlarınızı –atları, eşekleri, develeri, sığırları, davarları– büyük kırıma uğratarak sizi cezalandıracak. RAB İsrailliler'le Mısırlılar'ın hayvanlarına farklı davranacak. İsrailliler'in hayvanlarından hiçbiri ölmeyecek.’ ” RAB zamanı da belirleyerek, “Yarın ülkede bunu yapacağım” dedi. Ertesi gün RAB dediğini yaptı: Mısırlılar'ın hayvanları büyük çapta öldü. Ama İsrailliler'in hayvanlarından hiçbiri ölmedi. Firavun adam gönderdi, İsrailliler'in bir tek hayvanının bile ölmediğini öğrendi. Öyleyken, inat etti ve halkı salıvermedi. RAB Musa'yla Harun'a, “Yanınıza iki avuç dolusu ocak kurumu alın” dedi, “Musa kurumu firavunun önünde göğe doğru savursun. Kurum bütün Mısır'ın üzerinde ince bir toza dönüşecek; ülkenin her yanındaki insanların, hayvanların bedenlerinde irinli çıbanlar çıkacak.” Böylece Musa'yla Harun ocak kurumu alıp firavunun önünde durdular. Musa kurumu göğe doğru savurdu. İnsanlarda ve hayvanlarda irinli çıbanlar çıktı. Büyücüler çıbandan ötürü Musa'nın karşısında duramaz oldular. Çünkü bütün Mısırlılar'da olduğu gibi onlarda da çıbanlar çıkmıştı. RAB firavunu inatçı yaptı, RAB'bin Musa'ya söylediği gibi, firavun Musa'yla Harun'u dinlemedi. RAB Musa'ya şöyle dedi: “Sabah erkenden kalkıp firavunun huzuruna çık, de ki, ‘İbraniler'in Tanrısı RAB şöyle diyor: Halkımı salıver, bana tapsınlar. Yoksa bu kez senin, görevlilerinin, halkının üzerine bütün belalarımı yağdıracağım. Öyle ki, bu dünyada benim gibisi olmadığını öğrenesin. Çünkü elimi kaldırıp seni ve halkını salgın hastalıkla vurmuş olsaydım, yeryüzünden silinmiş olurdun. Gücümü sana göstermek, adımı bütün dünyaya tanıtmak için seni ayakta tuttum. Hâlâ halkımı salıvermiyor, onlara üstünlük taslıyorsun. Bu yüzden, yarın bu saatlerde Mısır'a tarihinde görülmemiş ağır bir dolu yağdıracağım. Şimdi buyruk ver, hayvanların ve kırda neyin varsa hepsi sığınaklara konsun. Dolu yağınca, eve getirilmeyen, kırda kalan bütün insanlarla hayvanlar ölecek.’ ” Firavunun görevlileri arasında RAB'bin uyarısından korkanlar köleleriyle hayvanlarını çabucak evlerine getirdiler. RAB'bin uyarısını önemsemeyenler ise köleleriyle hayvanlarını tarlada bıraktı. RAB Musa'ya, “Elini göğe doğru uzat” dedi, “Mısır'ın her yerine, insanların, hayvanların, kırdaki bütün bitkilerin üzerine dolu yağsın.” Musa değneğini göğe doğru uzatınca RAB gök gürlemeleri ve dolu gönderdi. Yıldırım düştü. RAB Mısır'a dolu yağdırdı. Şiddetli dolu yağıyor, sürekli şimşek çakıyordu. Mısır Mısır olalı böylesi bir dolu görmemişti. Dolu Mısır'da insandan hayvana dek kırdaki her şeyi, bütün bitkileri mahvetti, bütün ağaçları kırdı. Yalnız İsrailliler'in yaşadığı Goşen bölgesine dolu düşmedi. Firavun Musa'yla Harun'u çağırtarak, “Bu kez günah işledim” dedi, “RAB haklı, ben ve halkım haksızız. RAB'be dua edin, yeter bu gök gürlemeleri ve dolu. Sizi salıvereceğim, artık burada kalmayacaksınız.” Musa, “Kentten çıkınca, ellerimi RAB'be uzatacağım” dedi, “Gök gürlemeleri duracak, artık dolu yağmayacak. Böylece dünyanın RAB'be ait olduğunu bileceksin. Ama biliyorum, sen ve görevlilerin RAB Tanrı'dan hâlâ korkmuyorsunuz.” Keten ve arpa mahvolmuştu; çünkü arpa başak vermiş, keten çiçek açmıştı. Ama buğday ve kızıl buğday henüz bitmediği için zarar görmemişti. Musa firavunun yanından ayrılıp kentten çıktı. Ellerini RAB'be uzattı. Gök gürlemesi ve dolu durdu, yağmur dindi. Firavun yağmurun, dolunun, gök gürlemesinin kesildiğini görünce, yine günah işledi. Hem kendisi, hem görevlileri inat ettiler. RAB'bin Musa aracılığıyla söylediği gibi, firavun inat ederek İsrailliler'i salıvermedi.