MISIR'DAN ÇIKIŞ 10:1-29
MISIR'DAN ÇIKIŞ 10:1-29 Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001, 2008 (TCL02)
RAB Musa'ya, “Firavunun yanına git” dedi, “Belirtilerimi aralarında göstermek için firavunla görevlilerini inatçı yaptım. Mısır'la nasıl alay ettiğimi, aralarında gösterdiğim belirtileri sen de çocuklarına, torunlarına anlat ki, benim RAB olduğumu bilesiniz.” Musa'yla Harun firavunun yanına varıp şöyle dediler: “İbraniler'in Tanrısı RAB diyor ki, ‘Ne zamana dek alçakgönüllü olmayı reddedeceksin? Halkımı salıver, bana tapsınlar. Halkımı salıvermeyi reddedersen, yarın ülkene çekirgeler göndereceğim. Yeryüzünü öylesine kaplayacaklar ki, toprak görünmez olacak. Doludan kurtulan ürünlerinizi, kırda biten bütün ağaçlarınızı yiyecekler. Evlerine, bütün görevlilerinin, bütün Mısırlılar'ın evlerine çekirge dolacak. Ne babaların, ne ataların ömürlerince böylesini görmediler.’ ” Sonra Musa dönüp firavunun yanından ayrıldı. Görevlileri firavuna, “Ne zamana dek bu adam bize tuzak kuracak?” dediler, “Bırak gitsinler, Tanrıları RAB'be tapsınlar. Mısır harap oldu, hâlâ anlamıyor musun?” Böylece, Musa'yla Harun'u firavunun yanına geri getirdiler. Firavun, “Gidin, Tanrınız RAB'be tapın” dedi, “Ama kimler gidecek?” Musa, “Genç, yaşlı hep birlikte gideceğiz” dedi, “Oğullarımızı, kızlarımızı, davarlarımızı, sığırlarımızı yanımıza alacağız. Çünkü RAB'be bayram yapmalıyız.” Firavun, “Alın çoluk çocuğunuzu, gidin gidebilirseniz, RAB yardımcınız olsun!” dedi, “Bakın, kötü niyetiniz ne kadar açık. Olmaz. Yalnız erkekler gidip RAB'be tapsın. Zaten istediğiniz de bu.” Sonra Musa'yla Harun firavunun yanından kovuldular. RAB Musa'ya, “Elini Mısır'ın üzerine uzat” dedi, “Çekirge yağsın; ülkenin bütün bitkilerini, doludan kurtulan her şeyi yesinler.” Musa değneğini Mısır'ın üzerine uzattı. Bütün o gün ve gece RAB ülkede doğu rüzgarı estirdi. Sabah olunca da doğu rüzgarı çekirgeleri getirdi. Mısır'ın üzerinde uçuşan çekirgeler ülkeyi boydan boya kapladı. Öyle çoktular ki, böylesi hiçbir zaman görülmedi, kuşaklar boyu da görülmeyecek. Toprağın üzerini öyle kapladılar ki, ülke kapkara kesildi. Bütün bitkileri, dolunun zarar vermediği ağaçlarda kalan meyvelerin hepsini yediler. Mısır'ın hiçbir yerinde, ne ağaçlarda, ne de kırdaki bitkilerde yeşillik kalmadı. Firavun acele Musa'yla Harun'u çağırttı. “Tanrınız RAB'be ve size karşı günah işledim” dedi, “Lütfen bir kez daha günahımı bağışlayın ve Tanrınız RAB'be dua edin; bu ölümcül belayı üzerimden uzaklaştırsın.” Musa firavunun yanından çıkıp RAB'be dua etti. RAB rüzgarı çok şiddetli batı rüzgarına döndürdü. Rüzgar çekirgeleri sürükleyip Kamış Denizi'ne* döktü. Mısır'da tek çekirge kalmadı. Ama RAB firavunu inatçı yaptı. Firavun İsrailliler'i salıvermedi. RAB Musa'ya, “Elini göğe doğru uzat” dedi, “Mısır'ı hissedilebilir bir karanlık kaplasın.” Musa elini göğe doğru uzattı, Mısır üç gün koyu karanlığa gömüldü. Üç gün boyunca kimse kimseyi göremez, yerinden kımıldayamaz oldu. Yalnız İsrailliler'in yaşadığı yerler aydınlıktı. Firavun Musa'yı çağırttı. “Gidin, RAB'be tapın” dedi, “Yalnız davarlarınızla sığırlarınız alıkonacak. Çoluk çocuğunuz sizinle birlikte gidebilir.” Musa, “Ama Tanrımız RAB'be kurban kesmemiz için bize kurbanlık ve yakmalık sunular da vermelisin” diye karşılık verdi, “Hayvanlarımızı da yanımıza almalıyız. Bir tırnak bile kalmamalı burada. Çünkü Tanrımız RAB'be tapmak için bazı hayvanları kullanacağız. Oraya varmadıkça hangi hayvanları RAB'be sunacağımızı bilemeyiz.” Ancak RAB firavunu inatçı yaptı, firavun İsrailliler'i salıvermeye yanaşmadı. Musa'ya, “Git başımdan” dedi, “Sakın bir daha karşıma çıkma. Yüzümü gördüğün gün ölürsün.” Musa, “Dediğin gibi olsun” diye karşılık verdi, “Bir daha yüzünü görmeyeceğim.”
MISIR'DAN ÇIKIŞ 10:1-29 Turkish Bible Old Translation 1941 (KMEYA)
V E RAB Musaya dedi: Firavunun yanına gir; çünkü ben onun yüreğini ve kullarının yüreğini katılaştırdım; ta ki, benim bu alâmetlerimi onların arasında göstereyim, sen de oğluna ve oğlunun oğluna Mısırda işlediğim şeyleri, ve onların arasında yaptığım alâmetlerimi hikâye edesin; ve RAB ben olduğumu bilesiniz. Ve Musa ile Harun Firavunun yanına girip ona dediler: İbranîlerin Allahı RAB şöyle diyor: Ne vakte kadar önümde alçalmak istemiyeceksin? Kavmımı salıver, ta ki, bana ibadet etsinler. Yoksa, eğer kavmımı salıvermek istemezsen, işte, senin hududuna ben yarın çekirgeler getireceğim; ve yeryüzünü örtecekler, ve yeri görmek mümkün olmıyacak; ve doludan size arta kalmış olanı yiyecekler, ve sizin için kırda bitmiş olan bütün ağaçları yiyecekler; ve senin evlerin, ve bütün kullarının evleri ve bütün Mısırlıların evleri dolacaklar; senin babaların, ve babalarının babaları, yeryüzünde oldukları günden bugüne kadar böylesini görmemişlerdir. Ve dönüp Firavunun yanından çıktı. Ve Firavunun kulları kendisine dediler: Ne vakte kadar bu adam bize tuzak olacak? adamları salıver de Allahları RABBE ibadet etsinler; Mısırın harap olduğunu daha bilmiyor musun? Ve Musa ile Harun tekrar Firavunun yanına getirildiler; ve onlara dedi: Gidin, Allahınız RABBE ibadet edin; fakat gidecek olanlar kimlerdir? Ve Musa dedi: Gençlerimiz ile ve kocamış olanlarımızla gideceğiz; oğullarımız ve kızlarımızla, koyunlarımız ve sığırlarımızla gideceğiz; çünkü RAB bayramını yapacağız. Ve onlara dedi: Eğer sizi ve çocuklarınızı salıverirsem, o zaman RAB yardımcınız olsun! Bakın; çünkü niyetiniz kötüdür. Böyle olmaz; şimdi siz erkekler gidip RABBE ibadet edin; çünkü istediğiniz budur. Ve onlar Firavunun yanından kovuldular. Ve RAB Musaya dedi: Çekirge için Mısır diyarı üzerine elini uzat, ta ki, Mısır diyarı üzerine çıksınlar, ve memleketin bütün otunu, dolunun bıraktığı her şeyi yesinler. Ve Musa değneğini Mısır diyarı üzerine uzattı, ve bütün o gün ve bütün gece RAB memlekete şark yeli getirdi; ve sabah olunca şark yeli de çekirgeleri getirdi. Ve bütün Mısır diyarı üzerine çekirge çıktı, ve Mısırın bütün hududuna kondu; gayet çok idiler; ondan evel böyle çekirge, bunun gibisi olmamıştı, ondan sonra da böylesi olmıyacaktır. Ve bütün yeryüzünü örttüler, ve memleket karardı; ve yerin bütün otunu, ve ağaçların doludan kalmış olan bütün meyvalarını yediler; ve bütün Mısır diyarında kırın ağacında, ve otunda, hiç bir yeşillik kalmadı. Ve Firavun Musayı ve Harunu çağırmakta acele edip dedi: Allahınız RABBE karşı ve size karşı suç ettim. Şimdi rica ederim, ancak bu kerelik suçumu bağışla, yalnız bu ölümü üzerimden kaldırması için Allahınız RABBE yalvarın. Ve Firavunun yanından çıkıp RABBE yalvardı. Ve RAB çok kuvvetli garp yelini döndürdü, o çekirgeleri kaldırıp Kızıl Denize sürdü; Mısırın bütün hududunda bir çekirge kalmadı. Fakat RAB Firavunun yüreğini katılaştırdı, ve İsrail oğullarını salıvermedi. Ve RAB Musaya dedi: Mısır diyarı üzerinde bir karanlık, el ile dokunulabilir bir karanlık olsun diye elini göke doğru uzat. Ve Musa elini göke doğru uzattı; ve bütün Mısır diyarında üç gün koyu karanlık oldu; birbirini görmediler, ve kimse üç gün yerinden kalkmadı; fakat meskenlerinde bütün İsrail oğullarına aydınlık vardı. Ve Firavun Musayı çağırıp dedi: Gidin, RABBE ibadet edin; yalnız koyunlarınız ve sığırlarınız kalsın; ev halkınız da sizinle beraber gitsin. Ve Musa dedi: Sen elimize kurbanlar ve yakılacak takdimeler de vermelisin, ta ki, Allahımız RABBE kurban keselim. Ve hayvanlarımız bizimle beraber gidecekler; bir tırnak bile bırakılmıyacak; çünkü Allahımız RABBE ibadet etmek için onlardan almalıyız; ve oraya varmadan RABBE ne ile ibadet edeceğimizi bilmeyiz. Fakat RAB Firavunun yüreğini katılaştırdı, ve onları salıvermek istemedi. Ve Firavun ona dedi: Başımdan git, kendini sakın, bir daha yüzümü görme; çünkü yüzümü gördüğün günde öleceksin. Ve Musa dedi: İyi söyledin; artık bir daha senin yüzünü görmiyeceğim.
MISIR'DAN ÇIKIŞ 10:1-29 Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar (KKDEU)
RAB Musa'ya, “Firavunun yanına git” dedi, “Belirtilerimi aralarında göstermek için firavunla görevlilerini inatçı yaptım. Mısır'la nasıl alay ettiğimi, aralarında gösterdiğim belirtileri sen de çocuklarına, torunlarına anlat ki, benim RAB olduğumu bilesiniz.” Musa'yla Harun firavunun yanına varıp şöyle dediler: “İbraniler'in Tanrısı RAB diyor ki, ‘Ne zamana dek alçakgönüllü olmayı reddedeceksin? Halkımı salıver, bana tapsınlar. Halkımı salıvermeyi reddedersen, yarın ülkene çekirgeler göndereceğim. Yeryüzünü öylesine kaplayacaklar ki, toprak görünmez olacak. Doludan kurtulan ürünlerinizi, kırda biten bütün ağaçlarınızı yiyecekler. Evlerine, bütün görevlilerinin, bütün Mısırlılar'ın evlerine çekirge dolacak. Ne babaların, ne ataların ömürlerince böylesini görmediler.’ ” Sonra Musa dönüp firavunun yanından ayrıldı. Görevlileri firavuna, “Ne zamana dek bu adam bize tuzak kuracak?” dediler, “Bırak gitsinler, Tanrıları RAB'be tapsınlar. Mısır harap oldu, hâlâ anlamıyor musun?” Böylece, Musa'yla Harun'u firavunun yanına geri getirdiler. Firavun, “Gidin, Tanrınız RAB'be tapın” dedi, “Ama kimler gidecek?” Musa, “Genç, yaşlı hep birlikte gideceğiz” dedi, “Oğullarımızı, kızlarımızı, davarlarımızı, sığırlarımızı yanımıza alacağız. Çünkü RAB'be bayram yapmalıyız.” Firavun, “Alın çoluk çocuğunuzu, gidin gidebilirseniz, RAB yardımcınız olsun!” dedi, “Bakın, kötü niyetiniz ne kadar açık. Olmaz. Yalnız erkekler gidip RAB'be tapsın. Zaten istediğiniz de bu.” Sonra Musa'yla Harun firavunun yanından kovuldular. RAB Musa'ya, “Elini Mısır'ın üzerine uzat” dedi, “Çekirge yağsın; ülkenin bütün bitkilerini, doludan kurtulan her şeyi yesinler.” Musa değneğini Mısır'ın üzerine uzattı. Bütün o gün ve gece RAB ülkede doğu rüzgarı estirdi. Sabah olunca da doğu rüzgarı çekirgeleri getirdi. Mısır'ın üzerinde uçuşan çekirgeler ülkeyi boydan boya kapladı. Öyle çoktular ki, böylesi hiçbir zaman görülmedi, kuşaklar boyu da görülmeyecek. Toprağın üzerini öyle kapladılar ki, ülke kapkara kesildi. Bütün bitkileri, dolunun zarar vermediği ağaçlarda kalan meyvelerin hepsini yediler. Mısır'ın hiçbir yerinde, ne ağaçlarda, ne de kırdaki bitkilerde yeşillik kalmadı. Firavun acele Musa'yla Harun'u çağırttı. “Tanrınız RAB'be ve size karşı günah işledim” dedi, “Lütfen bir kez daha günahımı bağışlayın ve Tanrınız RAB'be dua edin; bu ölümcül belayı üzerimden uzaklaştırsın.” Musa firavunun yanından çıkıp RAB'be dua etti. RAB rüzgarı çok şiddetli batı rüzgarına döndürdü. Rüzgar çekirgeleri sürükleyip Kamış Denizi'ne* döktü. Mısır'da tek çekirge kalmadı. Ama RAB firavunu inatçı yaptı. Firavun İsrailliler'i salıvermedi. RAB Musa'ya, “Elini göğe doğru uzat” dedi, “Mısır'ı hissedilebilir bir karanlık kaplasın.” Musa elini göğe doğru uzattı, Mısır üç gün koyu karanlığa gömüldü. Üç gün boyunca kimse kimseyi göremez, yerinden kımıldayamaz oldu. Yalnız İsrailliler'in yaşadığı yerler aydınlıktı. Firavun Musa'yı çağırttı. “Gidin, RAB'be tapın” dedi, “Yalnız davarlarınızla sığırlarınız alıkonacak. Çoluk çocuğunuz sizinle birlikte gidebilir.” Musa, “Ama Tanrımız RAB'be kurban kesmemiz için bize kurbanlık ve yakmalık sunular da vermelisin” diye karşılık verdi, “Hayvanlarımızı da yanımıza almalıyız. Bir tırnak bile kalmamalı burada. Çünkü Tanrımız RAB'be tapmak için bazı hayvanları kullanacağız. Oraya varmadıkça hangi hayvanları RAB'be sunacağımızı bilemeyiz.” Ancak RAB firavunu inatçı yaptı, firavun İsrailliler'i salıvermeye yanaşmadı. Musa'ya, “Git başımdan” dedi, “Sakın bir daha karşıma çıkma. Yüzümü gördüğün gün ölürsün.” Musa, “Dediğin gibi olsun” diye karşılık verdi, “Bir daha yüzünü görmeyeceğim.”