VAİZ 8:2-15

VAİZ 8:2-15 Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001, 2008 (TCL02)

Kralın buyruğuna uy, diyorum. Çünkü Tanrı'nın önünde ant içtin. Kralın huzurundan ayrılmak için acele etme. Kötülüğe bulaşma. Çünkü o dilediği her şeyi yapar. Kralın sözünde güç vardır. Kim ona, “Ne yapıyorsun?” diyebilir? Onun buyruğuna uyan zarar görmez. Bilge kişi bunun zamanını ve yolunu bilir. Çünkü her işin bir zamanı ve yolu vardır. İnsanın derdi kendine yeter. Kimse geleceği bilmez, Kim kime geleceği bildirebilir? Rüzgarı tutup ona egemen olmaya kimsenin gücü yetmediği gibi, Ölüm gününe egemen olmaya da kimsenin gücü yetmez. Savaştan kaçış olmadığı gibi, kötülük de sahibini kurtaramaz. Bütün bunları gördüm ve güneşin altında yapılan her iş üzerinde kafa yordum. Gün gelir, insanın insana egemenliği kendine zarar verir. Bir de kötülerin gömüldüğünü gördüm. Kutsal yere girip çıkar, kötülük yaptıkları kentte övülürlerdi. Bu da boş. Suçlu çabuk yargılanmazsa, insanlar kötülük etmek için cesaret bulur. Günahlı yüz kez kötülük edip uzun yaşasa bile, Tanrı'dan korkanların, O'nun önünde saygıyla duranların iyilik göreceğini biliyorum. Oysa kötü, Tanrı'dan korkmadığı için iyilik görmeyecek, gölge gibi olan ömrü uzamayacaktır. Yeryüzünde boş bir şey daha var: Kötülerin hak ettiği doğruların, doğruların hak ettiğiyse kötülerin başına geliyor. Bu da boş, diyorum. Mutluluğu övgüye değer buldum. Çünkü güneşin altında insan için yiyip içmekten, mutlu olmaktan daha iyi bir şey yoktur. Çünkü Tanrı'nın güneşin altında kendisine verdiği ömür boyunca çektiği zahmetten insana kalacak olan budur.

VAİZ 8:2-15 Turkish Bible Old Translation 1941 (KMEYA)

Ben sana öğüt veriyorum: Kıralın emrini tut, bunu da Allah andından ötürü. Onun önünden çıkmakta acele etme; kötü işte durma; çünkü kıral dilediği her şeyi yapar. Çünkü kıralın sözünde kuvvet vardır; ve kim ona: Ne yapıyorsun? diyebilir? Emri tutan kötü şeye uğramaz; ve hikmetli adamın yüreği vakti ve hükmü ayırt eder; çünkü her iş için vakit ve hüküm vardır; çünkü insanın derdi kendi üzerinde ağırdır; çünkü olacak şey nedir bilmez; çünkü nasıl olacağını ona kim bildirir? Ruhu tutmak için ruhun üzerine kuvveti olan yok; ve ölüm günü üzerinde kuvveti olan yok; ve cenkte salıverme yok; ve kötülük, sahibini kurtarmaz. Bunun hepsini gördüm, ve güneş altında yapılan her işe yüreğimi koydum; zaman olur ki, bir adamın diğer adam üzerine hâkimiyeti kendi zararınadır. Böylece kötülerin gömüldüklerini gördüm, ve kabre geldiler; doğruluk yapmış olanlar ise, mukaddes yerden gittiler, ve şehirde unutuldular; bu da boş. Mademki kötü işe karşı hüküm çabuk yapılmıyor, âdem oğullarının yüreği bundan ötürü kötülük etmek için kendi içlerinde cesaret buluyor. Suç işliyen yüz kere kötülük edip günlerini uzatırsa da, ben yine iyi bilirim ki, Allahtan korkanlara, onun önünde korkanlara iyilik olacaktır; fakat kötüye iyilik olmıyacak, ve gölge gibi olan günlerini uzatmıyacaktır; çünkü Allahın önünde korkmıyor. Yeryüzünde yapılan boş bir şey var: salih adamlar var ki, onların başına gelen kötü adamların işine göredir; kötü adamlar da var ki, onların başına gelen salih adamların işine göredir; bu da boştur, dedim. Ve ben sevinci övdüm, çünkü güneş altında insan için yemekten, ve içmekten, ve sevinçli olmaktan daha iyi bir şey yoktur; çünkü Allahın güneş altında ona verdiği ömrünün bütün günlerinde çektiği emekte kendisine kalacak budur.

VAİZ 8:2-15 Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar (KKDEU)

Kralın buyruğuna uy, diyorum. Çünkü Tanrı'nın önünde ant içtin. Kralın huzurundan ayrılmak için acele etme. Kötülüğe bulaşma. Çünkü o dilediği her şeyi yapar. Kralın sözünde güç vardır. Kim ona, “Ne yapıyorsun?” diyebilir? Onun buyruğuna uyan zarar görmez. Bilge kişi bunun zamanını ve yolunu bilir. Çünkü her işin bir zamanı ve yolu vardır. İnsanın derdi kendine yeter. Kimse geleceği bilmez, Kim kime geleceği bildirebilir? Rüzgarı tutup ona egemen olmaya kimsenin gücü yetmediği gibi, Ölüm gününe egemen olmaya da kimsenin gücü yetmez. Savaştan kaçış olmadığı gibi, kötülük de sahibini kurtaramaz. Bütün bunları gördüm ve güneşin altında yapılan her iş üzerinde kafa yordum. Gün gelir, insanın insana egemenliği kendine zarar verir. Bir de kötülerin gömüldüğünü gördüm. Kutsal yere girip çıkar, kötülük yaptıkları kentte övülürlerdi. Bu da boş. Suçlu çabuk yargılanmazsa, insanlar kötülük etmek için cesaret bulur. Günahlı yüz kez kötülük edip uzun yaşasa bile, Tanrı'dan korkanların, O'nun önünde saygıyla duranların iyilik göreceğini biliyorum. Oysa kötü, Tanrı'dan korkmadığı için iyilik görmeyecek, gölge gibi olan ömrü uzamayacaktır. Yeryüzünde boş bir şey daha var: Kötülerin hak ettiği doğruların, doğruların hak ettiğiyse kötülerin başına geliyor. Bu da boş, diyorum. Mutluluğu övgüye değer buldum. Çünkü güneşin altında insan için yiyip içmekten, mutlu olmaktan daha iyi bir şey yoktur. Çünkü Tanrı'nın güneşin altında kendisine verdiği ömür boyunca çektiği zahmetten insana kalacak olan budur.