ELÇİLERİN İŞLERİ 7:1-19
ELÇİLERİN İŞLERİ 7:1-19 Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001, 2008 (TCL02)
Başkâhin, “Bu iddialar doğru mu?” diye sordu. İstefanos şöyle karşılık verdi: “Kardeşler ve babalar, beni dinleyin. Atamız İbrahim daha Mezopotamya'dayken, Harran'a yerleşmeden önce, yüce Tanrı ona görünüp şöyle dedi: ‘Ülkeni, akrabalarını bırak, sana göstereceğim ülkeye git.’ “Bunun üzerine İbrahim Kildaniler'in ülkesini bırakıp Harran'a yerleşti. Babasının ölümünden sonra da Tanrı onu oradan alıp şimdi sizin yaşadığınız bu ülkeye getirdi. Burada ona herhangi bir miras, bir karış toprak bile vermemişti. Ama İbrahim'in o sırada hiç çocuğu olmadığı halde, Tanrı bu ülkeyi mülk olarak ona ve ondan sonra gelecek torunlarına vereceğini vaat etti. Tanrı şöyle dedi: ‘Senin soyun yabancı bir ülkede, gurbette yaşayacak. Dört yüz yıl köle olarak çalıştırılacak, baskı görecek. Ama ben kölelik edecekleri ulusu cezalandıracağım. Bundan sonra oradan çıkacak ve bana bu yerde tapınacaklar.’ Sonra Tanrı onunla, sünnete dayalı antlaşmayı yaptı. Böylelikle İbrahim, İshak'ın babası oldu ve onu sekiz günlükken sünnet etti. Ve İshak Yakup'un, Yakup da on iki büyük atamızın babası oldu. “Yusuf'u kıskanan atalarımız, onu köle olarak Mısır'a sattılar. Ama Tanrı onunlaydı ve onu bütün sıkıntılarından kurtardı. Ona bilgelik vererek Mısır Firavunu'nun gözüne girmesini sağladı. Firavun da onu Mısır ve bütün saray halkı üzerine yönetici atadı. “Sonra bütün Mısır ve Kenan ülkesini kıtlık vurdu, büyük sıkıntılar başladı. Atalarımız yiyecek bulamadılar. Mısır'da tahıl bulunduğunu duyan Yakup, atalarımızı oraya ilk yolculuklarına gönderdi. Mısır'a ikinci gelişlerinde Yusuf kardeşlerine kimliğini açıkladı. Firavun böylece Yusuf'un ailesini tanımış oldu. Yusuf haber yollayıp babası Yakup'u ve bütün akrabalarını, toplam yetmiş beş kişiyi çağırttı. Böylece Yakup Mısır'a gitti. Kendisi de atalarımız da orada öldüler. Kemikleri sonra Şekem'e getirilerek İbrahim'in Şekem'de Hamor oğullarından bir miktar gümüş karşılığında satın almış olduğu mezara konuldu. “Tanrı'nın İbrahim'e verdiği sözün gerçekleşeceği zaman yaklaştığında, Mısır'daki halkımızın nüfusu bir hayli çoğalmıştı. Sonunda Yusuf hakkında bilgisi olmayan yeni bir kral Mısır'da tahta çıktı. Bu adam, halkımıza karşı haince davrandı, atalarımıza kötülük etti. Onları, yeni doğan çocuklarını açıkta bırakıp ölüme terk etmeye zorladı.
ELÇİLERİN İŞLERİ 7:1-19 Turkish Bible Old Translation 1941 (KMEYA)
B AŞKÂHİN: Bu şeyler böyle midir? dedi. O da dedi: Kardeşler ve babalar, dinleyin. Atamız İbrahim Haranda oturmazdan önce, Mezopotamyada bulunduğu zaman, izzet Allahı kendisine göründü, ve ona dedi: Memleketinden, ve akrabanın yanından çık, ve sana göstereceğim memlekete gel. O zaman Kildanîlerin memleketinden çıkıp Haranda oturdu; ve babası öldükten sonra, oradan şimdi oturduğunuz memlekete Allah onu getirdi. Ve orada kendisine miras olarak ayak koyacak yer bile vermedi; ve daha çocuğu yok iken, orayı kendisine ve kendisinden sonra zürriyetine mülk olarak vermeği vadetti. Allah şöyle dedi: Yabancı memlekette dört yüz yıl zürriyetin garip olacaktır, ve onu köle edecekler, ona cefa eyliyeceklerdir. Allah dedi: Ve kölelik edecekleri millete ben hükmedeceğim; ve bu şeylerden sonra çıkıp bu yerde bana kulluk edeceklerdir. Ve ona sünnet ahdini verdi; ve böylece İbrahim İshakın babası olup onu sekizinci günde sünnet etti; ve İshak Yakubun, Yakub da on iki büyük ataların babası oldu. Ve büyük atalar Yusufu kıskanarak Mısıra sattılar; ve Allah onunla idi, ve onu bütün sıkıntılarından kurtardı, ve Mısır kıralı Firavun önünde ona inayet ve hikmet verdi; o da kendisini Mısırın ve bütün evinin üzerine vali etti. Ve bütün Mısır ve Kenân memleketi üzerine kıtlık ve büyük sıkıntı geldi; ve atalarımız yiyecek bulmuyorlardı. Fakat Yakub Mısırda buğday olduğunu işitince, ilk defa atalarımızı gönderdi. Ve ikinci defada, Yusuf kardeşlerine bildirildi, ve Yusufun soyu Firavuna belli oldu. Yusuf da gönderip babası Yakubu ve bütün akrabası, yetmiş beş canı, çağırdı. Ve Yakub Mısıra indi; kendisi ve atalarımız öldüler; ve Şekeme götürülüp İbrahimin Şekemde Hamor oğullarından gümüş pahası ile satın aldığı kabre konuldular. Fakat Allahın İbrahime ettiği vadin vakti yaklaştığı zaman, kavm Mısırda büyüyüp çoğalmıştı; o vakte kadar ki, Mısır üzerine Yusufu tanımıyan başka bir kıral çıktı. O kıral soyumuza hile etti, ve yaşamasınlar diye çocuklarını dışarı atmaları için babalarımıza cefa eyledi.
ELÇİLERİN İŞLERİ 7:1-19 Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar (KKDEU)
Başkâhin, “Doğru mu bu?” diye sordu. İstefanos şöyle yanıtladı: “Kardeşler, büyükler, beni dinleyin! Yüce Tanrı, atamız İbrahim'e daha o Harran'a yerleşmeden önce, Mezopotamya'da göründü. Tanrı kendisine şöyle dedi: “ ‘Ülkeni, akrabalarını bırak, Sana göstereceğim ülkeye git.’ “Bundan sonra o Kildaniler'in ülkesinden ayrılarak Harran'da yaşadı. Babasının ölümünden sonra Tanrı onu oradan bugün sizin yaşadığınız yere getirdi. Ama kendisine burada miras olarak bir karış yer bile vermedi. İbrahim'in o dönemde hiç çocuğu olmadığı halde Tanrı burayı ona ve kendisinden sonra gelecek soyuna mülk olarak vereceğini vaat etti. “Tanrı ona soyunun yabancı bir ülkede yaşayacağını, dört yüz yıl süreyle köle edileceğini ve baskı göreceğini bildirdi. Tanrı şöyle dedi: ‘Onların kölelik ettiği ulusu ben yargılayacağım. Bundan sonra oradan çıkacaklar ve bana burada ruhsal hizmet sunacaklar.’ Bunun ardından Tanrı ona sünnet antlaşmasını verdi. Sonra İbrahim İshak'a baba oldu ve sekizinci gün onu sünnet etti. İshak Yakup'a, Yakup da on iki ataya baba oldu. “Atalar Yusuf'u kıskanarak onu bir köle gibi Mısır ülkesine sattılar. Ama Tanrı onunla birlikteydi. Onu tüm acılarından kurtardı ve Mısır kralı olan firavunun karşısında kayra ve bilgelikle donattı. Firavun onu Mısır ülkesine ve bütün saray halkına yönetici olarak atadı. “Bu olaylardan sonra tüm Mısır'da ve Kenan bölgesinde kıtlık oldu, büyük sıkıntılar başladı. Atalarımız yiyecek bulamaz oldular. Yakup Mısır'da buğday bulunduğunu duyunca, ilkin atalarımızı oraya gönderdi. İkinci kez gidişlerinde, Yusuf kendisini kardeşlerine açıkladı. Böylece firavun Yusuf'un hangi soydan geldiğini anladı. Yusuf haber gönderip babası Yakup'la toplamı yetmiş beş kişi olan bütün akrabalarını çağırdı. Yakup Mısır'a indi. Kendisi de atalarımız da orada öldüler. Bedenleri Şekem'e götürülerek, İbrahim'in Şekemli Hamor oğullarından para karşılığı satın almış olduğu mezara gömüldü. “Tanrı'nın İbrahim'e verdiği vaadin gerçekleşeceği dönem yaklaştığında Mısır'da yaşayan halkımız büyüyüp kalabalıklaşmıştı. Ülkede başka bir kral tahta çıktı. Bu kralın Yusuf'tan haberi bile yoktu. Bu adam soyumuza karşı sinsice davrandı. Atalarımıza acımasızlık ederek onları çocuklarını ölüme terk etmeye zorladı.