ELÇİLERİN İŞLERİ 11:1-18
ELÇİLERİN İŞLERİ 11:1-18 Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001, 2008 (TCL02)
Elçilerle bütün Yahudiye'deki kardeşler, öteki ulusların da Tanrı'nın sözünü kabul ettiklerini duydular. Ama Petrus Yeruşalim'e gittiği zaman sünnet yanlıları onu eleştirdiler. “Sünnetsiz kişilerin evine gidip yemek yemişsin!” dediler. Petrus baştan başlayarak olanları tek tek onlara anlattı. “Ben Yafa Kenti'nde dua ediyordum” dedi. “Kendimden geçerek bir görüm gördüm. Büyük bir çarşafı andıran bir nesnenin dört köşesinden sarkıtıldığını, bunun gökten inip benim bulunduğum yere kadar geldiğini gördüm. Gözlerimi çarşafa dikip dikkatle baktım. Çarşafın içinde, yeryüzünde yaşayan dört ayaklılar, yabanıl hayvanlar, sürüngenler ve kuşlar gördüm. Sonra bir sesin bana, ‘Kalk, Petrus, kes ve ye!’ dediğini işittim. “ ‘Asla olmaz, ya Rab!’ dedim. ‘Ağzıma hiçbir zaman bayağı ya da murdar bir şey girmedi.’ “Ses ikinci kez gökten geldi: ‘Tanrı'nın temiz kıldıklarına sen bayağı deme’ dedi. Bu, üç kez tekrarlandı; sonra her şey yeniden göğe alındı. “Tam o sırada Sezariye'den bana gönderilen üç kişi, bulunduğumuz evin önünde durdular. Ruh bana, ayrım gözetmeden onlarla birlikte gitmemi söyledi. Bu altı kardeş de benimle geldiler, varıp adamın evine girdik. Adam bize, evinde beliren meleği nasıl gördüğünü anlattı. Melek ona şöyle demiş: ‘Yafa'ya adam yolla, Petrus diye tanınan Simun'u çağırt. O sana, senin ve bütün ev halkının kurtuluş bulacağı sözler söyleyecek.’ “Ben konuşmaya başlayınca Kutsal Ruh, başlangıçta bizim üzerimize indiği gibi, onların da üzerine indi. O zaman Rab'bin söylediği şu sözü anımsadım: ‘Yahya suyla vaftiz etti, sizler ise Kutsal Ruh'la vaftiz edileceksiniz.’ Böylelikle Tanrı, Rab İsa Mesih'e inanmış olan bizlere verdiği armağanın aynısını onlara verdiyse, ben kimim ki Tanrı'ya karşı koyayım?” Bunları dinledikten sonra yatıştılar. Tanrı'yı yücelterek şöyle dediler: “Demek ki Tanrı, tövbe etme ve yaşama kavuşma fırsatını öteki uluslara da vermiştir.”
ELÇİLERİN İŞLERİ 11:1-18 Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001, 2008 (TCL02)
Elçilerle bütün Yahudiye'deki kardeşler, öteki ulusların da Tanrı'nın sözünü kabul ettiklerini duydular. Ama Petrus Yeruşalim'e gittiği zaman sünnet yanlıları onu eleştirdiler. “Sünnetsiz kişilerin evine gidip yemek yemişsin!” dediler. Petrus baştan başlayarak olanları tek tek onlara anlattı. “Ben Yafa Kenti'nde dua ediyordum” dedi. “Kendimden geçerek bir görüm gördüm. Büyük bir çarşafı andıran bir nesnenin dört köşesinden sarkıtıldığını, bunun gökten inip benim bulunduğum yere kadar geldiğini gördüm. Gözlerimi çarşafa dikip dikkatle baktım. Çarşafın içinde, yeryüzünde yaşayan dört ayaklılar, yabanıl hayvanlar, sürüngenler ve kuşlar gördüm. Sonra bir sesin bana, ‘Kalk, Petrus, kes ve ye!’ dediğini işittim. “ ‘Asla olmaz, ya Rab!’ dedim. ‘Ağzıma hiçbir zaman bayağı ya da murdar bir şey girmedi.’ “Ses ikinci kez gökten geldi: ‘Tanrı'nın temiz kıldıklarına sen bayağı deme’ dedi. Bu, üç kez tekrarlandı; sonra her şey yeniden göğe alındı. “Tam o sırada Sezariye'den bana gönderilen üç kişi, bulunduğumuz evin önünde durdular. Ruh bana, ayrım gözetmeden onlarla birlikte gitmemi söyledi. Bu altı kardeş de benimle geldiler, varıp adamın evine girdik. Adam bize, evinde beliren meleği nasıl gördüğünü anlattı. Melek ona şöyle demiş: ‘Yafa'ya adam yolla, Petrus diye tanınan Simun'u çağırt. O sana, senin ve bütün ev halkının kurtuluş bulacağı sözler söyleyecek.’ “Ben konuşmaya başlayınca Kutsal Ruh, başlangıçta bizim üzerimize indiği gibi, onların da üzerine indi. O zaman Rab'bin söylediği şu sözü anımsadım: ‘Yahya suyla vaftiz etti, sizler ise Kutsal Ruh'la vaftiz edileceksiniz.’ Böylelikle Tanrı, Rab İsa Mesih'e inanmış olan bizlere verdiği armağanın aynısını onlara verdiyse, ben kimim ki Tanrı'ya karşı koyayım?” Bunları dinledikten sonra yatıştılar. Tanrı'yı yücelterek şöyle dediler: “Demek ki Tanrı, tövbe etme ve yaşama kavuşma fırsatını öteki uluslara da vermiştir.”
ELÇİLERİN İŞLERİ 11:1-18 Turkish Bible Old Translation 1941 (KMEYA)
Y AHUDİYEDE olan resuller ile kardeşler Allah sözünü Milletlerin de kabul ettiklerini işittiler. Petrus Yeruşalime çıkınca, sünnetli olanlar: Sen sünnetsiz adamların yanına girdin, ve onlarla beraber yedin, diyerek kendisile çekiştiler. Fakat Petrus söze başlıyarak onlara sırası ile anlatıp dedi: Ben Yafa şehrinde dua etmekte idim. Vecit halinde bir rüyet gördüm; büyük çarşafa benzer bir kap dört köşesinden asılı olarak gökten iniyordu, ve ta yanıma kadar geldi. Onun üzerine gözlerimi dikince düşündüm, ve yerin dört ayaklılarını, vahşi hayvanları, sürünen hayvanları ve gökün kuşlarını gördüm. Ve bana: Petrus, kalk; boğazla da ye, diyen bir ses işittim. Fakat dedim: Hâşâ, ya Rab! çünkü ağzıma bayağı ve murdar şey hiç girmemiştir. Ve ses ikinci defa gökten cevap verdi: Allahın temizlediği şeyleri sen bayağı etme. Ve üç defa bu vaki oldu, ve hepsi tekrar yukarı göke çekildi. İşte, o anda Kayseriyeden bana gönderilen üç adam bulunduğumuz evin önünde durdular. Ve Ruh bana hiç ayırt etmiyerek onlarla gitmemi söyledi. Bu altı kardeş de benimle geldiler, ve o adamın evine girdik; o da meleği nasıl gördüğünü, ve evinde durup kendisine: Yafaya gönder, Petrus lâkaplı Simunu getirt; sana sözler söyliyecektir; bütün evin ve sen onlarla kurtulacaksın, dediğini bize anlattı. Ben de söylemeğe başlayınca, başlangıçta bize olduğu gibi, onlar üzerine de Ruhülkudüs indi. Ve: Gerçi Yahya su ile vaftiz etti; fakat siz Ruhülkudüsle vaftiz edileceksiniz, diye Rabbin söylediği sözü hatırladım. İmdi Rab İsa Mesihe iman ettiğimiz zaman, bize olduğu gibi, eğer onlara da ayni vergiyi Allah verdi ise, ben kim oluyordum ki, Allaha karşı durabileyim? Onlar da bu şeyleri işitince sustular, ve Allaha hamdedip dediler: Öyle ise, Allah hayat için tövbeyi Milletlere de ihsan etti.
ELÇİLERİN İŞLERİ 11:1-18 Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar (KKDEU)
Yahudiye'de bulunan haberciler ve kardeşler ulusların da Tanrı'nın sözünü kabul ettiklerini duydular. Petrus Yeruşalim'e çıktığında sünnet yanlısı olanlar kendisini eleştirdi. Ona, “Sen sünnete önem vermeyen insanlarla içlidışlı oldun” dediler, “Onlarla birlikte yemek yedin.” Petrus onlara olayın nasıl geliştiğini anlattı: “Yafa Kenti'ndeydim. Dua ediyordum. Kendimden geçtim ve bir görüm gördüm: Çarşafa benzer kocaman bir nesne iniyordu. Dört köşesinden gökten sarkıtılmıştı. Benim yanıma kadar geldi. Dikkatle gözlerimi çevirip baktığımda, yeryüzünün dört ayaklı yaratıklarıyla yabanıl hayvanlarını, sürüngenlerini ve gökyüzünün kuşlarını gördüm. Bunun ardından bir sesin bana şöyle dediğini duydum: ‘Kalk, Petrus, kes ve ye!’ Ben, ‘Hayır, ya Rab’ dedim, ‘Çünkü ağzıma hiçbir zaman sıradan ya da kirli sayılan bir şey girmemiştir.’ Ama o ses bir kez daha gökten yanıt verdi: ‘Tanrı'nın temiz kıldığı şeyleri sen sıradan sayma.’ Bu olay üç kez yinelendi, sonra her şey yeniden göğe çekildi. “O anda, kaldığımız evin önünde üç adam belirdi. Bunlar Sezariye'den benim yanıma gönderilmişti. Ruh bana, hiç kuşku duymadan onlarla birlikte gitmemi söyledi. İşte bu altı kardeş de benim yanım sıra geldi. O adamın evine girdik. “O bize, evinde durup kendisiyle konuşan meleği nasıl gördüğünü ve meleğin kendisine neler söylediğini anlattı: ‘Yafa'ya adamlar gönder, öbür adı Petrus olan Simun'u buraya çağır. Kendisi sana senin ve aile üyelerinin kurtuluşunu sağlayacak sözler bildirecek.’ “Ben konuşmaya başlayınca, Kutsal Ruh başlangıçta bizlere geldiği gibi onların da üzerine geldi. Rab'bin sözünü anımsadım. Şöyle demişti: ‘Bildiğiniz gibi Yahya su ile vaftiz etti, ama siz Kutsal Ruh'la vaftiz edileceksiniz.’ Bizler Rab İsa Mesih'e iman ettiğimizde bize verdiği aynı armağanı Tanrı onlara da verdiyse, ben kim oluyorum ki, Tanrı'ya karşı çıkayım?” Bu sözleri duyunca yatıştılar ve Tanrı'yı yücelttiler. “Demek ki, Tanrı uluslara da günahlardan dönerek yaşama kavuşmayı sağladı” dediler.